BARIŞ MASALARINI GÖLGESİNDE DEVRİMCİ HAREKETLERİN İDEOLOJİK SONU!

Kapitalist sistemin barış süreçleri, devrimci hareketleri etkisizleştirmenin ve tasfiye etmenin

bir aracı hâline gelmiştir. Reform, yeniden entegrasyon ve siyasi katılım vaatleri, onyıllardır

sömürüye karşı direnen hareketleri müzakere masasına çekerken, bu süreçlerin ardından

yaşananlar sistematik bir teslimiyet ve marjinalleşme örüntüsünü gözler önüne serer.

Kolombiya’dan Guatemala’ya, İrlanda’dan Güney Afrika’ya kadar pek çok örnekte,

silahsızlanma; suikastlar, marjinalleştirme ve sisteme entegre etme stratejileriyle

tamamlanmıştır.

Doğu Bloku’nun Çöküşü ve Devrimin Kırılma Anı!

1989-1991 yılları arasında Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku’nun dağılması, yalnızca bir coğrafi

veya siyasal çöküş değil; aynı zamanda dünya genelindeki devrimci hareketlerin ideolojik bir

pusulasını yitirmesi anlamına geliyordu. “Elveda proleterya, elveda gerilla” söylemleri

yükselirken, Che Guevara’nın “Ya sosyalizm ya ölüm!” haykırışı adeta tarih sahnesinden

silinmeye çalışıldı.

Latin Amerika’dan Afrika’ya, Asya’dan Avrupa’ya dek uzanan Marksist-Leninist hareketler,

bu süreçte hem maddi destekten hem de manevi ilhamdan yoksun kaldılar. Küba devrimi

ablukayla boğuşurken, Nikaragua’da Sandinistalar seçimle iktidarı kaybetti; Angola’daki

MPLA yalnızlaştı. Kapitalist sistem, devrimci hareketlerin yaşadığı bu kırılmayı barış

süreçlerini bir teslimiyet mekanizmasına dönüştürerek değerlendirdi.

Celia Hart’ın dediği gibi, “Sovyetler’in düşüşü bir yenilgiydi, ama asıl yenilgi, devrimin ateşini

unutmak oldu.” (Hart, Devrimin Notları, 2004).

FARC: Devrimci Vizyonun İdeolojik Erozyonu!

Marksist-Leninist temelli Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC), 50 yıl boyunca oligarşik

devlete karşı işçilerin ve köylülerin haklarını savundu. 2016’daki Havana Barış Anlaşması,

toprak reformu ve siyasi katılım vaat etti; ancak FARC’ın 7.000 savaşçısını silahsızlandırarak

onları “Geçiş ve Yeniden Entegrasyon Bölgeleri”ne (ETCR) hapsetti.

Devlet, taahhütlerini yerine getirmedi. 2016-2025 arasında 400’den fazla eski FARC üyesi

paramiliter gruplar tarafından öldürüldü. Anlaşma hükümleri ihlal edildi; müzakereciler

tutuklandı, dokunulmazlık maddeleri yok sayıldı. 2022 seçimlerinde FARC’ın siyasi kolu

Comunes, %1’in altında oy alarak kitlelerden koptuğunu gösterdi. FARC’ın çekildiği alanlar

çok uluslu şirketler ve toprak ağaları tarafından ele geçirildi. Böylece, yapısal değişim

gerçekleşmeden gerçekleşen silahsızlanma, devrimci vizyonun çöküşüne yol açtı.

URNG: Devrimin Metalaştırılması!

Guatemala Ulusal Devrimci Birliği (URNG), yerli halkların ve köylülerin eşitlik mücadelesinin

sembolüydü. 1996 Barış Anlaşması, 36 yıllık iç savaşı sonlandırdı ancak vaat edilen

reformlar uygulanmadı. Yüzlerce URNG üyesi devlet destekli paramiliter gruplarca katledildi;

adeta bir “cinayet borsası” kuruldu. Bir gerillanın hayatı 3 dolara indirgenmişti.

URNG’nin siyasi partiye dönüşmesi, kırsaldaki tabanı ile bağlarını zayıflattı; yerli toprakları

çok uluslu şirketlere devredildi. Bu süreç, emperyalizmin barış süreçlerini devrimci

hareketleri metalaştırarak tasfiye etmek için nasıl kullandığını açıkça gösterdi

.

IRA: Antiemperyalist Mücadelenin Yozlaşması!

İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA), İngiliz sömürgeciliğine karşı birleşik ve sosyalist bir İrlanda

idealiyle savaştı. 1998 Good Friday Anlaşması, IRA’yı silahsızlandırarak siyasi kolu Sinn

Féin’i sistem içine çekti. Ancak anlaşma sonrası birçok eski IRA militanı öldürüldü; failler

genellikle yargılanmadı.

Sinn Féin’in seçimlerde elde ettiği başarı, hareketin reformist bir çerçeveye hapsolmasına

neden oldu. IRA, bir halk hareketi olmaktan çıkıp sistemin bir parçasına dönüştü. Bir eski

IRA militanı şu acı gerçeği dile getirdi: “Barış dediler, ama bu, hayallerimizin kefeni oldu.”

(Yeğin, Gerillanın Barışı, s. 117).

ANC: Kurtuluşun Reformist İhaneti!

Afrika Ulusal Kongresi (ANC), apartheid rejimine karşı sosyalist bir kurtuluş hareketiydi.

Umkhonto we Sizwe’nin gerillaları eşitlik hayalleriyle savaştı. Ancak ANC’nin iktidara gelişi,

beyaz elitlerin ekonomik gücünü koruması ve siyah halkın yoksullukla baş başa kalmasıyla

sonuçlandı.

1994-2000 yılları arasında onlarca eski gerilla, “suçla mücadele” adı altında öldürüldü. ANC

liderleri yeni bir burjuvaziye dönüştü; sosyalist ilkeler terk edildi. Bir ANC gerillasının şu

sözleri durumu özetler: “Biz özgürlük için savaştık, ama sadece zenginlerin özgürlüğünü

kazandık.” (Yeğin, Gerillanın Barışı, s. 132).

Barış: İdeolojik Teslimiyet mi, Devrimci Yeniden Doğuş mu?

Kapitalist sistemin barış süreçleri, devrimci hareketleri silahsızlandırmak, ideolojilerini

sulandırmak ve kitlelerden koparmak için kullanılmaktadır. FARC’ın katledilen gerillaları,

Guatemala’daki cinayet borsası, IRA’ya yönelik suikastler ve ANC’nin burjuvaziye

dönüşümü, bu stratejinin parçasıdır.

Barış, gerçek anlamda ancak devletin ve sermayenin teslimiyetiyle mümkün olur. Aksi hâlde

barış masası, devrimin mezar taşıdır.

Devrimci Direnişin Tarihsel Dinamikleri

FARC, URNG, IRA ve ANC’nin deneyimleri, barış süreçlerinin ideolojik bir çöküşe yol

açtığını göstermektedir. Ancak bu yenilgiler, devrimci hareketlerin sonu değildir. Kapitalizmin

doğasında barındırdığı sömürü, yoksulluk ve eşitsizlik, ezilen sınıfların öfkesini diri tutar.

Latin Amerika’nın dağlarında, İrlanda’nın sokaklarında, Güney Afrika’nın gecekondularında

halkın direnişi yeni biçimlerde sürüyor. Gerçek barış, kadınların, gençlerin ve halkın

önderliğinde, aşağıdan yukarıya kurulacaktır.

Sonuç;

Tarih, yalnızca yenilgileri değil; aynı zamanda direnişi, yeniden doğuşu ve zaferleri de

kaydeder. Spartaküs’ten Küba Devrimi’ne, dünya halkları her çağda sömürüye karşı yeni

yollar bulmuştur. Bugün yaşanan yenilgiler, yarının devrimci kuşaklarına yol gösterecek

derslerdir. Devrimciler bir barış masasında kaybedebilir, ama halkın öfkesi yenilmezdir. Barış

süreci, devrimci hareketleri susturabilir; ancak ezilenlerin tarihsel direnci, kapitalizmi

sarsacak dinamikleri doğurmaya devam edecektir.

Coskun ÖZDEMİR

Önceki İçerikABD İç Güvenlik Bakanı’nın toplantısında soru sormak isteyen senatör yaka paça dışarı atıldı
Sonraki İçerikHPG-BİM: Türk ordusu, gerillalara her türlü silahla saldırıyor

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz