Mesleki Eğitime Değil Çocuk İşçiliğe Karşıyız

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2024-2025 eğitim öğretim yılında en az 72 çocuk işçinin iş cinayetlerinde katledildiğini açıkladı. 2024’ün Eylül ayından 2025 Ağustosuna kadar olan dönemi kapsayan raporda, bu eğitim öğretim döneminde bir önceki döneme göre çocuk işçi ölümlerinin yüzde 10 arttığı kaydedildi.

Rapora göre son bir yılda tarım sektöründe 20 çocuk (14 işçi ve 6 çiftçi), sanayi sektöründe 19 çocuk, inşaat sektöründe 17 çocuk ve hizmet sektöründe 16 çocuk çalışırken iş cinayetinde katledildi. Bir yıl içindeki tüm çocuk işçi cinayetlerinin yüzde 28’i tarımda meydana geldi.

10 yıl önce yüzde 65 olan tarımdaki çocuk işçi cinayetlerinin bugün yine ilk sırada olmasına rağmen yüzde 28’e gerilediği belirtilen raporda, “ILO ve Almanya Çalışma Bakanlığı Heyetleri tarımda çocuk işçiliğini önleme amacıyla lanse edilen, devlet yetkilileriyle kol kola poz verdikleri Karadeniz ziyaretleri basında yer alırken tarımda ölen 20 çocuk görülmüyor” denildi.

‘ARTIK ÇOCUK İŞÇİLER HER YERDE’
Çocuk işçiliğinin merkezinin artık kentler olduğu vurgulanan rapor, şöyle devam etti: “Özellikle MESEM’de gördüğümüz üzere, bizzat devlet politikalarıyla kitleselleştirilen çocuk işçilik ve tüm Anadolu kentlerinde yoğunlaşan Organize Sanayi Bölgesi (OSB) gerçekliği artık çocuk işçi ölümlerini kent merkezlerine ve çeperlerine taşıyor. Artık çocuk işçiler her yerde. Her ailede veya sülalede bir çocuk çalışıyor, her sokakta tanıdık bir çalışan çocuk var. Üretimden gelen bu gerçeklik çocuk işçiliği görünür kılıyor ancak çocuk işçilik; eğitim, öğrenim, yetişecek eleman veya suçtan uzak tutmak argümanlarıyla meşrulaştırılmaya çalışılıyor ve sömürü ile ölümler maskeleniyor.”

MESEM’in 2016 yılı sonuna kadar var olan “Çıraklık Eğitim Merkezleri”nin devamı niteliğinde olduğu kaydedilen raporda, “MESEM kapsamındaki öğrencilerin 505 binini 18 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor. Yani çocuk işçilik ‘bir gün okulda dört gün işyerinde eğitim alma’ uygulamasıyla meşrulaştırılıyor. Diğer yandan MESEM’ler sermayenin ucuz emek rezervlerini doldurmanın dışında doğrudan patronlara finansman desteğinin de bir aracıdır. MESEM’li işçi-öğrencilere verilen cüzi ücretler de kamu kaynaklarından karşılanmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

‘MESLEKİ EĞİTİM YAŞI 10’A DÜŞÜRÜLÜYOR’
Raporda şu ifadeler kullanıldı: “MESEM aracılığıyla ortaokulu bitiren öğrencileri örgün eğitimden kopararak haftanın (resmi olarak) dört günü bedava işgücü olarak patronların sömürüsüne sunan MEB, 2024 yılı yaz döneminde 18 şehirde ‘beceri geliştirme programı’ adı altında 7. ve 8. sınıftan itibaren tüm öğrencilerin katılabileceği ‘zanaat atölyeleri’ açmıştı. Bu adımı da Bursa, Sivas, Konya ve Burdur’da açılan “mesleki ortaokulları” takip etmişti. (Kesintisiz 8 yıllık eğitimin 4+4 olarak bölünmesindeki en önemli amaç İmam Hatip ortaokullarının açılmasıydı. Mesleki ortaokulları bu bölünmenin diğer ayağını oluşturdu.) Bu okulların önümüzdeki dönem yaygınlaştırılması hedefleniyor ve böylece mesleki eğitim yaşı 10 yaşa düşürülüyor. Son iki eğitim-öğretim yılında MESEM adı altında sanayide veya inşaatlarda çalışırken en az 15 öğrenci/çocuk işçinin hayatını kaybettiğini hatırlatalım. (Ayrıca aynı dönemde MTAL, Ticaret, Denizcilik vb. liseler kapsamında staj yaparken hayatını kaybeden en az 7 çocuk işçi daha var.)”

‘ÇOCUK EMEĞİ SERMAYENİN GÜNCEL İHTİYAÇLARINA GÖRE CANLANDIRILIYOR’
Çocuk emeğinin yasallaşmasının emek yoğun sektörlerin işçilik maliyetlerini düşürmenin yöntemlerinden biri olduğu vurgulanan raporda, “Çocuk emeğini OSB’lerde, fabrikalarda, atölyelerde, imalathanelerde ‘meslek öğretme’, ‘meslek edindirme’ gerekçeleriyle yaygınlaştırma, ‘kötü eğitim politikaları’ ya da ‘kötü ekonomi yönetimi’nin neden olduğu ‘dönemsel’ ya da ‘arızi’ bir durum olmaktan ziyade, kapitalizmin genetik kodlarında yer alan çocuk sömürüsünün sermayenin güncel ihtiyaçlarına göre yeniden canlanmasıdır” ifadeleri kullanıldı.

TÜİK verilerine göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma sıklığının 2024’de yüzde 24,9’a ulaştığı belirtilen raporda, bu kapsamda 970 bin çocuk işçi olduğu belirtildi. Bu sayıya MESEM’li 505 bin çocuğun ve bu yaş grubunda kayıt dışı çalışan çocukların, 15 yaş altı çocukların dahil olmadığı ifade edilen raporda, bu çocuklar da eklendiğinde Türkiye’de çocuk işçi sayısının 3-4 milyona ulaştığı dile getirildi.

‘MESLEKİ EĞİTİM POLİTİKALARIYLA ÇOCUKLAR İŞÇİLEŞTİRİLİYOR’
“Orta Vadeli Program, Kalkınma Planı ve Ulusal İstihdam Stratejisinde mesleki eğitim politikaları Türkiye kapitalizmi, düşük ve orta teknolojili meta üretimine ve hizmet ihracatına dayalı birikim rejimi eşliğinde büyürken güvencesiz emek havuzunu da genişletmeye çalışıyor” denilen raporda, burada temel hedeflerden birinin 18 yaş altı çocukların işçileştirilmesi olduğu kaydedildi.

Önceki İçerikFilistin Eylem Komitesi: “İşgale Karşı Halkların Sesi Olmaya!”
Sonraki İçerikRavenna’dan Filistin’e Selam: Liman İşçileri İsrail’e Patlayıcı Sevkiyatını Durdurdu, Dayanışmayı Yükseltelim!