Kürtçe Susturulamaz!

Bu Komisyon çözüm değil, oyalamadır, “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” çözümü değil asimilasyonu dayatıyor.

Türkiye’de devlet her sıkıştığında aynı oyunu oynuyor: “Kürt sorununu çözeceğiz” diyor, komisyonlar kuruyor, raporlar hazırlıyor, masalar topluyor. Ama gerçek ortada: Çözüm yok, inkâr var. Çözüm yok, asimilasyon var.

Son olarak komisyonda yaşananlar bunun en açık göstergesidir. Adına “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” dedikleri komisyon Kürt sorunu “çözecek”. Ama orada bile Kürtçe yasak.

Komisyona çağrılan barış Annesi Nezahat Teke: “Okuma yazmam yok, derdimi Kürtçe daha iyi anlatırım.”

Bu talebi ret edilerek ana dilinde konuşmasına izin verilmedi. Türkçe konuşmaya zorladılar. Nezahat Teke sözünü bitirirken “Çok kırıldım” dedi. Çünkü mesele sadece bir dil değil, bir halkın onurudur.

Komisyonda HDP’li Meral Danış Beştaş gönüllü çeviri yapmayı önermiş. “Kürtçe konuşulsun, ben Türkçeye aktarırım tutanaklara Kürtçe değil Türkçe yazılsın” demiş. Ama buda ret ediliyor. Kürt halkının temsilcisi olanlar komisyona Kürtçe dayatma yerine ara çözümler peşine düşlüyorlar. Kürdün diline sahip çıkamayanlar Kürdü temsil edemeyecekleri bir kez daha görüldü. Yani mesele anlaşılmak değil, mesele Kürtçe’yi yok saymak.

Komisyon başkanın Numan Kurtulmuş’un sözleri ise her şeyi özetliyor. “Her ne kadar genel kurulda olmasak da Meclis’in kuralları geçerlidir.”

Hangi kurallar? Kürt halkının dilini yasaklayan, kimliğini yok sayan, halkların iradesini zincire vuran kurallar. Bu kurallar Kürtlerin anadilini yasaklıyorsa ne o kurallar meşrudur ne de o komisyon!

Bu olay bir kez daha gösterdi: Devletin zihniyeti; “Kürtlerin sorunu vardır, ama Kürtlerin kendisi yoktur.” İşte bu inkâr zihniyeti, çözüm değil, asimilasyon, inkardır.

Ama halklar şunu biliyor: Hiçbir yasa, hiçbir yasak, hiçbir masa halkın dilini susturamaz. Kürtçe bu toprakların gerçeğidir. Kürt halkının kimliği, onuru, iradesidir.

O yüzden gerçek çözüm çok açık:

Kürtçe üzerindeki bütün yasaklar kalkmadan,

Kürt halkı kendi diliyle, kendi kimliğiyle tanınmadan,

Tüm halklar, azınlıklar ve farklı inançlar eşit-özgür bir yaşam sağlanmada hiçbir komisyon, hiçbir rapor, hiçbir “kardeşlik” masalı çözüm değildir. Hepsi koca bir yalandır.

Bugün komisyonlarda Kürtçe yasaklanıyorsa, yarın sokakta, okulda, yaşamın her alanında yasak demektir. Buna sessiz kalmak, inkâra ortak olmaktır.

Kürtçe susturulamaz, Kürt halkı teslim alınamaz! Halkların iradesi, kimliği, dili yasaklanamaz!

Önceki İçerikEvrensel’in İzmir Temsilciliği’ne silahlı saldırı!
Sonraki İçerikTopağacı’nın Haklı Kavgası: Barınma Hakkı Engellenemez!