SEÇİMİN İKİNCİ TURU , GELİNEN SONUÇ

Seçim ve ardında ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimi bir bütün olarak Türk Oligarşisi ve onun partilerinin zavallılığını sergilemekte.

Yoğun seçim tartışmaları ve ardında ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimlere günler kala saflar ve siyasetteki fay hattı değişiyor.

Ata İttifakı Cumhurbaşkanı adayı olan Sinan Oğan yüzde 5,17 oranında aldığı oyla Cumhur İttifakı ve Millet İttifakının yönelimi bunlarla pazarlık ve desteği peşine düştüler.

Sinan Oğan ikinci turda Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’a destek vereceğini açıkladı. Bunun üzerine ittifakın sona erdiği açıklandı ve ardından Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdoğan arasında süren pazarlıklar sonucu anlaştıkları protokol metni paylaşıldı. Anti demokratik, faşist politikalara hizmet eden bir metin. Başta da Kürt halkına ve onun iradesine yönelik bir metin.

Hani derler ya, perşembenin gelişi çarşambadan belli, işte adeta bit pazarına düşmüş işportacılar gibi birbirini pazarlıyorlar. Hiçbirinin kendi düşüncesinde, değer yargılarında sağlam bir duruşu yok. Hepsi birbiriyle milletçilik, ırkçılık ve faşizm yarışında… Adeta savundukları sistem gibi çürümüş, kokuşmuşlar!

Sürekli fırıldak gibi dönenlerin başta kendilerine saygıları yok, ülke ve halka nasıl saygıları olacak?

Bu fırıldak gibi oradan oraya dönenler mi umut olacak?

Açıkça diyorlar ki, iki seçeneğiniz var; şeriatçı faşizme karşı faşizm, başka yolu yok!

Şimdi sormak gerekiyor, kendine ‘ilerici, devrimci’ diyenler ve Kürt halkı bunlara nasıl oy verecek? Ya da oy verin diyenler nasıl olacak; ‘iyi faşist’, ‘kötü faşist’ mi seçilecek?

Bu aşamada Yeşil Sol parti ve Emek Özgürlük platformunun bir kısmı Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldılar ve bu temelde ‘bir oy YSP bir oy K. Kılıçdaroğlu’ sloganıydı. Yürüttükleri propagandaya rağmen ırkçı faşist yönelimleri ve Kürt düşmanlığı üzerinde süren pazarlıklar. Bu pazarlıklarda sonunda verilen taviz, ya da uzlaşmalar mülteci düşmanlığı, Kürt düşmanlığı üzerinde anlaştıkları. Kayyum konusunda ne yazık ki CHP tutumu hep yanlış görüldü veya doğru okunamadı. Kayyum konusunda ciddi bir tutum almayan CHP kerhen karşıyız demekten öteye gitmedi. Keza daha önce Avrupa parlamentosunda kayyumu savunan CHP değimliydi? Gerekçesi neydin? “… dış dünyaya karşı ülkemizin prestiji nedeniyle” kayyum atamaları ülke imajı açısından iyiymiş demek ki…

Gelinen aşamada YSP ve Kılıçdaroğlu’nu destekleyen bileşimleri bu ırkçı faşist pazarlıklar karşısında ne yapacak, seçimi boykotmu yoksa baştan beri aldığı yanlış tutum ve konumlamanın faturasını kendisine güvenen, oy verenlere ödeterek bu ırkçı kafatasçılara desteğe devam mı diyecek?

Daha öncede de yazılarımızda vurgulamıştık; “biz kilidiz” deyip tüm politikaları ona göre ayarlamak çok yanlış ve tehlikelidir. İşte kendi adayını birinci turda çıkarmayınca bugün “kilit” faşist kafa tasçıların eline geçti.

Ne yazık ki baştan beri ‘üçüncü yol, sokağa yönelik’ denmesine rağmen bunun hayata geçirilmemesi seçimlere endeksli bir politikanın sonucunun bedelini yine halklarımız ödeyecek.

Önümüzdeki süreçte bunun çok tartışılacağı açık ama şimdilik bir not düşelim. Halklara ayakları havada sunulan umut; “14 Mayıstan sonra her şey değişecek faşizmi yeneceğiz”, yada “14 Mayısta durdurduk 28 Mayısta yeneceğiz…” sloganlarının sonucu ortada.

Faşizme karşı mücadelenin seçimle değil, halkların sokaklarda mücadeleden geçtiğini teorik olarak ifade edilse de seçime kurban edildi. 

Halklara sahte çeçim umutlarıyla umutsuzluğa sürükleyenler ve “Millet İttifakı” gerici-faşist ittifakı ve girilen pazarlıklarla faşist cephenin Cumhurbaşkanlığı adayı Kılıçdaroğlu’na destek adına aslında yukarda da vurguladığımız gibi ‘şeriatçı faşist mı yoksa faşist ittifak mı? İşte değişim, demokrasi olarak lanse edilen bu. Ne yazı ki tarhı boyunca da liberaller, reformistler bu maskeyle halkları aldatmıştır. Bugün ülke halklarımız bir kez daha bu umutsuzluğa sürüklendi. Bunu en guzel ifade eden ise „devrim yapacaktık, sandık müşahidi olduk” söylemidir.

Tekrar vurgulamakta yarar var, faşizme karşı kurtuluş mücadelesi sokaktan geçmektedir…halkların gerçek kurtuluşu ve özgürlüğü seçimde değil, sokakta, devrimde…

Umut mücadelede…

24 Mayıs 2023

Önceki İçerikTAYAD: ” BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ “
Sonraki İçerikGÖZALTILAR DEVAM EDİYOR