ROJAVA DEVRİMİNİ SAVUNMAK İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM

İşgalci faşist Türk ordusu sınırları ötesinde Irak ve Rojava’da Kürt halkını katlederek zafer arıyor. Her şey dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. SİHA’lar, uçaklar her türlü kimyasal ve bombalarla dağ tepe, taş bırakmadı, binlerce ton bomba yağdırdı ve yağdırmaya devam ediyor. 

Irak Kürdista’nın içerisinde işbirlikçi KDP’nin sunduğu her türlü destekle onlarca üs kurdu. Başta Süleymaniye olmak üzere Kürt özgürlükçülere karşı suikastlar düzenlemekteler. Medya savunma alanlarına yönelik sürdürdüğü operasyonlarda gerillanın iradesi karşısında yaşadığı başarısızlığı kimyasal bomba kullanarak iradeyi kırma çabasında. 

Rojava da çetelerinin yenilgisinin ardından kendisi devreye giren, onların başaramadıklarını şimdi işgalci TC başarma peşinde.

Başta Kobanê zaferi ve ardından YPG ve YPJ önderliğindeki Kürt özgürlük güçleri ve Enternasyonallerin kararlı mücadelesi sonucu, çetelere yaşatılan büyük yenilgi ve kurulan özerk bölge başta TC olmak üzere, tüm emperyalist güçler ve bölgedeki gerici güçlerin korkulu rüyası olurken aynı zamanda da hedefi haline geldi.

Önce Efrin’in ardından Serekaniye, Girê Spî işgalleri ve sözde müttefiklerin garanti vermesiyle devam eden süreç, her gün Kürtlerin katliamıyla sürüyor.

Bir yanda Astana diğer yanda ABD öncülüğündeki müttefik güçler, Suriye ve Rojava’yı kendi istemleri doğrultusunda dizayn etme çabasındalar.

ABD’nin başını çektiği müttefik güçler, sözde Kürt özerk bölgesi ile müttefikler. Ama bu müttefikliğin aslında özerk yönetimi yok etme ve faşist TC eliyle bunu yürüttükleri aşikar. Ancak bu kadar aşikâr olmasına rağmen görülememesi, ya da görünse de fiili tavra dönüşmemesi TC’nin işini daha da kolaylaştırmaktadır.  

Öncelikle Erdoğan ne diyor; ‘’biz NATO’nun sınırlarını koruyoruz’’, derken aslında gerçekliği ifade etmektedir. Medya savunma alanlarına düzenlenen her türlü saldırılar ve kullanılan kimyasallar ABD’ye rağmen olan saldırılar değil. Her şey bir yana, bu bölgenin hava sahası ABD ve Rusya’nın kontrolünde. Irak içinde kalkan SİHA’lar, istihbarat çalışmaları ABD’nin denetimindeki üslerde yapılmaktadır. Irak’ta Kürt özgürlük iradesi olan gerillayı yok etmeye çalışanlar Rojava da nasıl dost olabilirki?

TC’nin son olarak Serekaniye ve Girê Spî işgalinde ateşkes ilan edilmesine aracı olan ve garanti veren bu müttefik güçler, o günden beri TC’nin çetelerle birlikte saldırıları hiç durmadı. Ama müttefikler sadece “TC’nin kaygılarını anlıyoruz, bu tur eylemler DAİŞ’e karşı mücadeleyi zaafa uğratmamalı” dan öteye gitmemektedir. Ama kendi denetimlerindeki hava saldırıları ve SİHA’larla düzenlenen suikastları durdurma konusunda hiç ses yok.

Medya savunma alanlarında, Süleymaniye’ye oradan Rojava’ya, TC her türlü silahı kullanarak, suikastlar düzenleyerek saldırılarını sürdürüyor. Rojavada askeri ve sivil yöneticiler, sıradan halka karşı SİHA’larla sürekli suikastlar düzenlenmektedir.

Her fırsatta uluslararası hukuk diyenler, Kürtlerle müttefik olduklarını ve dünyayı çetelere karşı koruduğu için övgüler dizenler, bu yaşananlar karşısında üç maymunu oynamaktalar. Tüm bu suikastlar, kullanılan kimyasallar dünyanın gözü önünde yaşanıyor. 

Onların uluslararası hukuk dedikleri sadece kendi çıkarlarına göre değişmektedir. Kürdistan topraklarını çiğnemesine, yapılan suikastlar, kullanılan kimyasal silahlar karşısında sessiz kalarak onaylıyorlar. Onların onayı olmadan TC’nin bunu yapması zaten mümkün değil. Bu nedenle Erdoğan NATO’nun sınırlarını koruyoruz diyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik savaşında dünyayı ayağa kaldıranlar sorun Kürtler olunca susuyor. Emperyalistlerin kuklası olan BM susuyor. Çünkü efendilerin çıkarı bunu gerektiriyor. Susuyorlar çünkü orada yok edilmesi gereken bir özgürlük mücadelesi ve onlar açısından dünyaya “kötü örnek” olacak bir devrim var. Susuyorlar çünkü dünyayı yeniden dizayn etmek ve Ortadoğu’ya yeniden şekil verme çıkarları doğrultusunda düzenlemek istiyorlar.

Ortadoğu var, orda da kaldırılması istenen özgürlük iradesi ve Rojava özyönetimi var. Kendi çıkarları ve NATO’nun en büyük üyesi Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için Kürdistan topraklarına çeki düzen vermek, “ıslah edilmesi gerekiyor”, çıkarları bunu gerektiriyor. 

Yaşanan süreç çok net ortaya koymaktadır, TC, ABD ve NATO’dan bağımsız bir adım atmamaktadır. TC’nin Astana da olması ve Rusya, İran’la hareket ediyor olması bu gerçeği örtbas edemez. 

Gerek Rojava devrimi, Kobanê’nin destansı direnişi ve ardından çetelerin yenilgiye uğratılması, uluslararası güçlerin tüm planlarını yerle bir etti. Gelişen devrim ve dünya halklarınca sahiplenilmesi, dünya sınıf mücadelesine umut olması karşısında başını ABD’nin çektiği müttefikler Rojava özyönetimiyle müttefik olmalarının altında yatan asıl gerçeklik, onu tasfiye etmek, ya da devşirmektir. Dünyada yarattığı etkiyi, topladığı sempatiyi kendi potalarına aktarma manevrasıdır.

Suriye’de Esat rejimini çeteler eliyle deviremeyen uluslararası güçler yeni manevralarla bölgedeki planlarını adım adım hayata geçirmekteler. Öncelikle Rojava yönetimi bu konuda geliştirilen müttefiklik ve ittifak politikasını gecikmeden gözden geçirmek zorunda. 

Diğer yanda, dün Kobanê destansı direnişinde “No Pasaran” diyen tüm uluslararası devrimci, demokratik güçler ve Türkiye devrimci hareketi, Rojava’ya sahip çıkmak ve Rojava’yı yaşatmak için birlik ve dayanışmayı en üst boyutta sürdürmek zorunda.

Rojava’nın kaybedilmesi salt Kürt halkının ve onun özgürlük güçlerinin sorunu değil. Bu bir bütün olarak hepimizin sorunudur. Özellikle saldırgan ve sömürgeci ülkenin devrimcileri olarak başta bu görev bizlere düşmektedir. Nasıl dün Rojava Kobanê ye aktıksa, mevzilerde başta Kürt özgürlük savaşçıları ve uluslararası enternasyonal güçlerle kenetlendiysek, bugün de bunu yapmak durumundayız. 

Rojava devimini korumak ve yaşatmak asıl olarak cephe gerisi durumunda olan Türkiye de mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir. Cephe gerisinde ayağa kalkan bir halk ve direniş, işgalcilerin başta Rojava olmak üzere sınır ötesinde katliam ve suikastları yapamaz duruma getirecektir.

Bugün görev işgale, soykırıma karşı her alanda Rojava’yı sahiplenmek ve dayanışmayı büyütme günüdür…

1 Temmuz 2023

Önceki İçerikİRAN’DA TOZ FIRTINASI SÜRÜYOR
Sonraki İçerikSİVAS’TA 2 TEMMUZ ÇAĞRISI