Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesinin ardından: “Kalemlerini yerde bırakmayacağız”

Kuzey ve Doğu Suriye’deki gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, dün saat 15.20 sularında Tişrin Barajı ve Sirîn beldesi arasındaki yolda hedef alındı. İki gazeteci, TSK’nin SİHA saldırısında katledildi.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Daştan ve Bilgin için sokağa çıktı. Diyarbakır Sanat Sokağı’nda yapılan açıklamaya siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcilerinin yanı sıra DİSK Basın-İş Diyarbakır Temsilcisi Hakkı Boltan, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral ve çok sayıda gazeteci katıldı. Katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in fotoğraflarının yer aldığı “Kalemimizde, kameramızda yerde kalmayacak” pankartı açıldı.

Polis gazetecileri kalkanlarla ablukaya alıp açıklamanın çekilmesine engel olmaya çalıştı. Polisin engelleme girişime rağmen yapılan basın açıklamasında şunlar söylendi:

On yıllardır Özgür Basın Kürdistan’da, Ortadoğu’da ve dünyanın dört bir yanında hakikatleri duyurmak için çalışıyor. En zor şartlarda tüm riskleri ve tehlikeleri göze alarak gerçekleri halka duyurmanın arayışında oldu ve halen de o arayışını sürdürüyor. Bu arayışta birçok arkadaşımız katledildi, birçoğu tutuklandı. Ama bu mücadele asla durmadı. 40 yılı aşkın süredir JİTEM’cilere, kontralara, çetelerin saldırılarına rağmen gerçekleri duyurmaktan asla taviz vermedi.

DAİŞ, Ortadoğu’nun birçok yerinde vahşet uygularken, hakikati duyuranlar en çok Özgür Basın çalışanları oldu. DAİŞ, hakikatler duyulmasın diye gazetecileri hedef alıp katletmekten geri durmadı. Denizler, Nujiyanlar bu mücadelenin yol göstericileri oldular. Şengal’de, Kobanê’de, Rakka’da DAİŞ’in vahşi uygulamalarını dünyaya duyurdular. Yaşamları pahasına gerçekleri duyurmaktan vazgeçmediler. Savaşın en çok hedefi haline gelenler şüphesiz ki gazeteciler oluyor. Bugün de iki gazeteci arkadaşımızın katledildiğini öğrendik. Her iki arkadaşımız, DAİŞ Kobanê’ye saldırırken günlerce haber peşinde koştular. Kobanê’nin özgürlüğünü dünyaya duyurdular. Nazım Daştan ilk günden son güne kadar Kobanê direnişinin hem tanığı hem de sesi oldu. Cihan Bilgin DAİŞ’in vahşet merkezine dönen Rakka’nın özgürleştirilmesi hamlesinde ilk günden son güne kadar esaret altında tutulan ve özgürlüğe susayan kadınların sesi oldu. Kamera ve not defterleriyle nerede bir karanlık odak varsa aydınlatmak için mücadele ettiler.

Ne var ki DAİŞ’i Kobanê üzerine saldırtanlar, DAİŞ’in arka bahçesi olanlar, DAİŞ yenilince bugün başka isimler altında tekrardan Kobanê’ye saldırı hazırlıkları yapıyorlar. Nazım ve Cihan bu gerçeği dünyaya duyurdukları için hedef alındılar. Nazım Daştan katledilmeden bir kaç saat önce sanal medya hesabından şöyle yazmış: ‘Ateşkes iddialarının aksine Türkiye ve bağlı çeteleri #Kobanê başta olmak üzere #Rojava’ya büyük saldırı hazırlığında…’

Suriye’de kirli planlar devreye konuluyor. Özellikle dünyada özgürlük mücadelesinin sembolü haline gelen Kobanê düşürülmek isteniyor. Ancak Türkiye Kürtlerle bir sorunları olmadığını söylüyor. Eğer gerçekten sorun yoksa o zaman Nazım ve Cihan neden katledildi? Tek derdi Kürt kazanımlarını ortadan kaldırmak olanlar, elinde sadece kamera olanları uçaklarla bombalıyorlar. Bir yandan demokrasi ve barış diyenler diğer yandan Kürt halkı özgür yaşamasın diye her türlü saldırı hazırlığındalar. Demokrasi havarisi kesilenler, söz konusu Kürtler olunca en kirli savaşı yürütmekten geri durmuyor. Bu gerçekler açığa çıkınca da gazetecileri katlediyorlar. Kirli planları deşifre edilince hunharca saldırıyorlar. Kirli planlarından vazgeçeceklerine suçu gazetecilere yüklüyorlar. Oysa esas sorumlu bu planları yapanlardır.

Nazım ve Cihan bizzat savaş alanlarına gidip halkı durumdan haberdar etme arayışındaydılar. Her iki arkadaşımız kirli planları ortaya çıkarmanın yanı sıra özel savaş medyasının yalanlarını gözler önüne serdiler. Yine son paylaşımlarından birinde Nazım şunu diyor: ‘Korku, panik ve tedirginlik özel savaş medyasının en çok beslendiği aygıtlardır. Dezenformasyon ve manipülasyon üzerinde bir atmosfer yaratılmaya çalışılıyor. Rojava bunlara karşı da savaşıyor. Öz gücünden yoksun bir temelin algısı ve bakış açısı, karşıya artı olarak geçer.’

Cihan Bilgin, günlerdir saldırı altında olan Tişrîn Barajı’ndan son gelişmeleri dünyaya duyurdu. Yandaş medyanın gerçekleri örtbas eden zihniyetini açığa çıkarmak ve halkı habersiz bırakmamak için tüm tehlikeleri göze alarak çalışmalarını sürdürdü. Onlar her zaman hakikatin sesi oldular. Son anlarına kadar da Rojava’nın sesi oldular. Biz de her ne olursa olsun onların kamera ve kalemlerini yerde bırakmayacağız. Asla gerçeği duyurmaktan vazgeçmeyeceğiz. Özgür Basın hakikatleri duyurmaya devam edecek. Onların amaçlarını gerçekleştirinceye kadar Özgür Basın bu yolda yürümeye devam edecek.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı

Önceki İçerikFaşist soykinimci Türk devleti Rojava da iki Kürt gazeteciyi katleti
Sonraki İçerikBirleşik Metal-İş’in devam eden grevlerine ve Polonez işçilerinin direnişine 87 gazeteciden destek metni: “Emeğin onurlu mücadelesini destekliyoruz!”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz