Narin Güran davası duruşmasında konuşan Avukat Nahit Eren, “Baba Arif Güran aynı zamanda telefondaki kayıtlarını silenlerden biri. Google’da ‘geçmişi sil’ diye arama yapılmış. Ben bunlardan şüphe duymayayım da kimden duyayım?” dedi.
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çulî kırsal mahallesinde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne dair açılan davanın 2’nci duruşması verilen ara ardından devam ediyor. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, anne Yüksel Güran, amca Salim Güran, ağabey Enes Güran ile ailenin komşusu Nevzat Bahtiyar tutuklu olarak yargılanıyor. Duruşma salonunda haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanıklar ve avukatları hazır bulundu.
Duruşmayı Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Amed Barosu avukatları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatlarının yanı sıra çok sayıda siyasetçi, çocuk ve kadın örgütü temsilcisi de izliyor.
Savcı, duruşmada verilen aranın ardından, mütalaanın özetini sundu.
Savcı, her 4 sanığın da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Ardından mütalaaya karşı savunma yapıldı.
İlk olarak konuşan Narin’in babası Arif Güran, olay günü Êlih’te olduğunu söyleyerek, akşamüstü gittiği komşu mahallede, komşusunun kendisini arayarak, Narin’in kayıp olduğunu söylediğini belirtti. Narin’in kendisi ve eşi Yüksel Güran için farklı ve önemli olduğunu anlatan Güran, “Bir anneyi evladıyla sınıyorlar. Hem evladını aldılar, hem evladıyla sınıyorlar. Eşim beni aradı, ‘Yemeğe gelecek misin?’ dedi. Yetişemeyeceğimi söyledim. Sesi bana tedirgin geliyordu” dedi.
Köye vardığında kalabalığı gördüğünü ve fenalık geçirdiğini anlatan Güran, “Bu kalabalık hepsi buradaysa kızımın başına bir şey geldi diye düşündüm. Aramalara katıldım. ‘Herkes aramalara katılsın’ dedim. Köyde köpekler vardı. ‘Bu köpekler kızıma saldırmış, Mısır tarlasına girmiş’ diye düşündüm. Ben kimseyi savunmuyorum. Kızım için canımı veririm” diye konuştu.
BABA YİNE BAHTİYAR’I SUÇLADI
Ardından yaşanan olayları, gözaltı ve tutuklama süreçlerini anlatan Güran, Bahtiyar’a işaret ederek, “Benim 8 yaşındaki kızımdan ne istedin? Eğer öldürmek istiyorsan ben buradaydım, beni öldürseydin. Beni neden öldürmediler de, beni kızımla sınadılar. Bu adam eli bile titremeden yanımda duruyordu. Eğer Salim senin başına silah dayadıysa, senin evladın varsa, Narin benim evladım değil miydi? Senin başına silah dayadıktan sonra, gelip söyleseydin. ‘Salim’in korkusundan bu cenazeyi çıkaramadım, cenaze burada’ deseydin. ‘İtirafçı’ diyorlar. Neyin itirafçısı? Bu dünyada da senin imanına, dinine davacıyım. Bunun üstünde kalkıp, Narin’in annesinin namusu üzerinden konuşuyor. Bir insan kalkıp önce kendi namusuna, şerefine baksın. Ben eşimi tanıyorum. Eşimin iffetine laf atanlar kendisinden utansın. Herkes kendi ailesinden, çocuklarından sorumludur. Kimse kimsenin iffetine laf söyleyemez” diye konuştu.
Güran, “Bu ne acımasızlıktır. İddianamede kızımı kim katletmiş belli değil. Ben adalet istiyorum. Buradakiler benim canımdır, ruhumdur. Birileri koltuğundan olmasın diye, bir aileyi yok ediyorlar burada. Sizin vicdanınız nerede? Kimse Narin için bir şey yapmamış. Kızım için bir şeyler yapan sadece devlettir. Devlet benim kızımı bulmuş, mezarını yapmış” dedi.
Arif Güran’ın konuşması sırasında ağlaması üzerine sanık Enes Güran sinir krizi geçirdi. Sanık yakınları arasında yaşanan sözlü gerginlik ardından mahkeme duruşmaya ara verdi. Duruşma salonu boşaltılıyor.
SANIK YAKINLARI HAKKINDA KARAR
Aranın ardından duruşmaya devam edildi. Sanık yakınları duruşmaya alınmazken, mahkeme başkanı bundan sonraki süreçte sanık yakınlarını duruşmalara almayacağını aktardı.
Sanık avukatları sadece bir kişinin sorun çıkardığını, diğer aile üyelerinin sorun çıkarmadığını belirterek, sanık yakınlarının duruşmaya alınmamasına itiraz etti. Avukatlar, aile üyelerinin alınmaması durumunda mahkemenin kapalı devam etmesi talebinde bulundu. Mahkeme talebi reddetti.
Duruşma, savunmalarla devam etti. Duruşmada, Arif Güran’ın avukatı Berat Kocakaya savunma yapıyor.
ARİF GÜRAN’IN AVUKATI: MADDİ GERÇEĞE ULAŞILMALI
Müvekkili Arif Güran’ın adalet için duruşma salonunda olduğunu dile getiren avukatı Kocakaya, “Herkesin anlayışla karşılaması gerektiğini düşünüyorum. Bizim tanıklıkla yaşadığımız acıyla, Arif Güran’ın yaşadığı acı bir değil. O yüzden söylediklerindeki şeyleri es geçmememiz gerekiyor. Biz neden bir yargılama yapıyoruz? Yargılama sonucunda birinin ceza alması mı önemli, yoksa adaletin tecelli etmesi önemli? Eğer adaletin tecelli etmesi için bu ağır yükün altına giriyorsak, hukukun dışına çıkmamız gerekiyor. Arif Güran kızının ölümüne dahil olan herkesin cezalandırılmasını istiyor. Ama bu 4’ü ceza alsın değil, istenen bu değil. Bu adalette değil. Narin Güran’ın kim katletti? Bu olayın arkasında ne var? Bu olay nasıl gerçekleşti? Buradaki sanıkları bu olayın failleri mi, bunu öğrenmemiz lazım adaletin tecelli etmesi lazım” dedi.
Güran ailesinin cinayetle ilgisi olmadığını öne süren Kocakaya, “Bir annenin kendi çocuğuna kıyması, bir ağabeyin kardeşine kıyması, bir amcanın yeğenine kıyması gibi şeyler olacak, Arif Güran’da sessiz kalacak… Adam, ‘Benim kızım katledildi’ diyor ama yine de ‘Arif sen içindesin’ deniyor. Sanal medyada, ağlayan görüntülerine, ‘Arif yine manipüle ediyor’ deniyor. ‘Narin senin kızın değil, benim kızım, ben senden daha çok üzüldüm’ deniyor. Bu nasıl dene bilinir? İnternette, ‘Karar belli’ dendi. Bizler eğer burada yargılama yapıyorsak, herkesin bu yargılamaya saygı duyması gerekiyor. Biz hukukçular peşin yargı veremeyiz. Arif Güran acılı bir baba. Adalet arayışını çok görmeyin. Bu dosya öyle yabana atılır bir dosya değil” ifadelerini kullandı.
Ardından söz alan Amed Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, mütalaayla ilgili kimi tespitlere değindi. Müşterek faillikle ilgili sanıkların ortak hâkimiyet kurduğu noktasındaki tespitin çok yerinde olduğunu ifade eden Güleç, ulusal kriminalin raporuna da dikkat çekti. Raporda yer alan ev civarındaki hareketliliğe işaret eden Güleç, 4 sanık hakkında mütalaada
cezalandırma talep edildiğini hatırlatarak, talebe iştirak ettiklerini belirtti. Güleç, “Hepimizin temel amacı Narin’in katillerinin bulunmasıdır. Katillerin bulunması için mücadele ederken, aslında Arif Güran’la aynı noktada gidiyoruz. Cinayet aydınlatıldığında, gerçek, hakikat ortaya çıktığında eminin Arif Bey’inde bizim de kamuoyunun da vicdanını rahatlayacaktır” şeklinde konuştu. Güleç, yazılı sundukları savunmayı da tekrar ettiklerini sözüne ekledi.
ARKAŞ: KOLLUK DELİLLERİN YOK OLMASINA SEBEP OLMUŞTUR
Duruşma Amed Barosu avukatlarından Metin Arkaş’ın savunmasıyla sürdü. Çocuğa karşı işlenmiş suçların, topluma karşı işlenmiş bir suç olduğunu söyleyen Arkaş, “ Narin kendi ailesi içerisinde kaybedildiği için bütün toplum hatırası içinde birleşti. Bugün Sıla bebeğin faillerinin de yargılaması yapıldı. En temel hak olan yaşam hakkı ihlalinin ihlal edildiği bir dönemden geçmekteyiz. Çocukların yaşam hakkını korumak bireylerin ve devletlerin en temel görevidir. Kayıp çocuk vakalarının önlenmesi ve aydınlatılması devletin görevidir. Ama bu vaka ve diğer vakalarda da gözlemlediğimiz kolluğun ve devlet kurumlarının işleyişinin iyi olmadığıdır” ifadelerini kullandı.
“Narin gibi kaybedilen diğer çocuklar için aynı sorumlulukla yaklaşmamız gerekmektedir” diyen Arkaş, “ 2016’dan beri Türkiye’de kaç çocuğun kaybolduğuna dair bir veri yoktur. Narin’in katledilmesindeki süreçlerde Türkiye’de kayıp çocuklarla ilgili yapısal sorunların bulunduğu görülmektedir. Devletin faillerin tespitini yapması ve yargılaması, yükümlülüğünün devamıdır” diye belirtti.
Narin’in katledilmesine dair arama faaliyetleri sürdüğü süreçte aileden şüphenilmemesinin delillerin karartılmasına neden olduğuna dikkat çeken Arkaş, “Delillerin zamanında toplanması halinde muhtemel diğer sanıklar da tespit edilecekti ve cinayet saiki tam olarak ortaya konulabilenecekti. 19 günlük süreç içinde kolluk kuvvetleri delillerin yok olmasına ve ihmallere neden olmuştur” diyerek, mütalaaya iştirak ettiğini belirtti.
Amed Barosu avukatlarından Asya Cemre Işık da, “21 Ağustos’a kadar hiç birimiz Narin’den haberdar değildik, 8 Ağustos’a kadar Narin’in nerede olduğunu bilmiyorduk. Güran ailesinden, Çûlî Mahallesi’nden haberdar değildik. Biz adalet için buradayız. Biz neden buradayız? Bu çok önemli. Sanık kürsüsünde kimin oturduğunun bizim açımızdan kişisel olarak bir önemi yok. Tabi ki bir ailenin sanık koltuğunda oturması vicdan açısından kötü bir şey. Ama biz bunlara çok şahitlik ettik. Takip ettiğimiz dosyalarda failler genelde aile içindendi. O yüzden bizler açısından evet çok üzücü ama şaşırtıcı değil” diye kaydetti.
Konuşmasının devamında Müşterek faillikten bahseden Asya Cemre Işık, “Sanıkların olay saatinde, olay yerinde bir arada oldukları sabit. Olay saatlerinde ahırda hareketlilik olduğu yönündeki rapor, dosya arasına girdi. Sanıklar ve tanıklar sık sık beyan değiştirdi. İşin içinde nasıl çıkacağımızı bilemedik. Bu bize tanıkların yönlendirilmiş olduğu üzerine büyük bir izlenim uyandırdı. Bu değişiklikler hem tanık hem sanık beyanlarındaki çelişkiler ve değişiklikler, organizasyonunun devam ettiğini açık net bir şekilde ortaya çıkarıyor” diyerek, bu nedenle mütalaaya iştirak ettiklerini ve sanıkların cezalandırılmasını istediklerini söyledi.
Amed Barosu avukatlarından Behlül Barlık da, daraltılmış baz istasyonuna dair konuştu.
‘ENES GÜRAN OLAYDAN UZAK TUTULMAYA ÇALIŞILDI’
Amed Barosu avukatlarından Aydın Özdemir, dosyanın geneline bakıldığında, soruşturmanın belli bir aşamadan sonra, üst bir aklın soruşturmayı yönlendirdiğinin açık olduğunu kaydetti. Özdemir, “Belli bir aşamadan sonra sanıkların tanıkların konuşmalarını silmesi, ‘hatırlamıyorum, bilmiyorum’ gibi ortak beyanlarda bulunması… Biz burada organize bir şekilde bu soruşturmanın yönlendirildiğini düşünüyoruz. Enes toplamda 8 ayrı beyanda bulunmuş. Enes Güran saatlerle ilgili çok bariz çelişkiye düşmüştür. Neden bir anda beyanlarını değiştirdi? Bize göre bu değişiklik basit bir yanılgıdan ibaret değil” diyerek, çelişkileri açıkladı.
Enes Güran’la ilgili bir diğer hususun gözündeki morluk, vücudundaki izler olduğunu dile getiren Özdemir, bu durumla ilgili de ifadelerinde çelişkiler olduğunu hatırlattı. Özellikle Enes Güran’ın bu olaydan uzaklaştırılmaya çalışıldığına dikkat çeken Özdemir, Enes’in uyduğunu söyleyen Hediye Güran’ın tanıklığına güvenmediklerini ve “kurgulanmış” bir ifade olduğunu söyledi. Enes Güran’ın en baştan en sona girdiği çelişkili cümleleri hatırlatan Özdemir, bahsi geçen aile toplantısında ismi en çok geçenin Enes Güran olduğuna da dikkat çekti. Özdemir, “Tüm bu nedenle Enes Güran’ın bu cinayette müşterek fail olduğunu düşünüyoruz” dedi.
‘NEVZAT’IN EN UFAK BİR PİŞMANLIĞI YOKTUR’
Özdemir, Bahtiyar’a ilişkin ise şu ifadeleri kullandı: “Nevzat Bahtiyar, ‘Salim tarafından tehdit edildim ve cesedi götürdüm’ diyor. Nevzat bu işin içinde olmasa, yolun yarısında vicdanına yenik düşerdi. Eylemini sonuna kadar gerçekleştiriyor. Nevzat bu eylemde mağdur mudur, masum mudur? Kamuoyunda mağdurmuş gibi bir algı var. Nevzat Bahtiyar cesedi oraya götüren kişidir. Bahtiyar bu eylemden sonra evine geri dönüyor yemek yiyor, namaz kıldığın söylüyor. İnançlı bir insan Allah’ın huzuruna nasıl çıkar aklım almıyor. Dolayısıyla Nevzat bu olayın masumu değil, iştirak halinde hareket eden kişidir. Nevzat ne pişmanlık duymuştur ne de itirafçıdır. Nevzat kaçış yolu bulamadığı için beyanda bulunmak zorunda kalmıştır. Bize göre Nevzat’ın en ufak bir pişmanlığı yoktur. Nevzat bütün gerçekleri anlattığını düşünmüyoruz. Bir çok çelişkili beyanlarda bulundu. Narin’in cansız bedeni bulunmamış olsaydı, Nevzat’ın aracı kameraya yansımamış olsaydı belki biz bugün bu yargılamayı yapamazdık. Kimsenin umurunda olmayacaktı ve olayın üstü kapatılacaktı.”
Bütün sanıkların eylemi birlikte gerçekleştirdiği kanaatinde olduklarını belirten Özdemir, bu nedenle hepsinin cezalandırılmasını talebinde bulundu.
Sonrasında söz alan Amed Barosu avukatlarından Erdem Kaya, dosyadaki en önemli delilin Salim Güran’ın arabasında bulunan DNA örneği olduğunu söyledi. Narin’e ait DNA örneğinin bile Salim Güran’ın ceza almasına yeterli bir delil olduğuna dikkat çeken Kaya, sanık Salim Güran’ın cinayetin işlendiği sıralarda evde olduğunun açık olduğunu belirtti. Salim Güran’ın ifadelerindeki çelişkilerine ve ifadelerdeki değişikliklerin, yeni delillere göre ifade değiştirdiğinin göstergesi olduğunu sözlerine ekleyen Kaya, Salim Güran’a yönelik verilen ifadelere dair, hal ve hareketlere yönelik bir çok hatırlatmada bulunarak, “Salim Güran’ın cinayet sırasında olay yerinde olduğu açıktır” dedi.
Mehmet Selim Atasoy ve oğlu R.A.’nın Narin’in bedeni gömülürken gözcülük yapmış olabileceğini düşündüklerini belirten Kaya, “Salim’in öldürme eylemi sırasında olay yerinde olduğu da açıktır. Maddi gerçek el birliği ile gizlendi. Narin’in 17.40’ta Maşallah Güran’ın evine geldiği iddiası da tamamen yalandır” ifadelerini kullandı.
Duruşmaya yarım saat ara verildi.
SANIKLARIN CEZALANDIRILMASI İSTENDİ
Aranın ardından savunmalara devam edildi. Savunmasına devam eden Kaya, Yüksel Güran’ın şu ana kadar 7 ifade verdiğini hatırlatarak, yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu kaydetti. Yüksel Güran’ın yanıltıcı beyanlarını anımsatan Kaya, “Cinayetin olduğu saatler sanığın olay yerinde olduğu görülmektedir. Sanığın oğlunu savunması iştirakı açıkça ortaya koymuştur. Anne Yüksel Güran’ın oğlunu korumaya çalıştığı tespit edilmiştir. Yine sanık mor eşarba ilişkin yanıltıcı beyanlarda bulunmuştur. Kızı için baba Arif Güran’ı aramaması cinayetin gizlenmeye çalıştığını açıkça göstermektedir. Suça iştirak ettiğini düşünüyoruz ve mütalaaya iştirak ediyoruz” diyerek, sanıkların cezalandırılmasını istedi.
Amed Barosu adına söz alan Avukat Nahit Eren, “Bizim bu dosyada en çok tartışmamız gereken şey ne? Delillerin sosyal medyada, televizyonlarda tartışıldığını, televizyonda suçlamalar yapıldığına tanıklık etmedim daha önce. Sosyal medyada neyin amaçlandığını da hissettim. Bir avukatlar kamuoyunda oluşturacağımız algıya göre mi yargıçlar karar veriyor? Güran ailesi ortaya koyduğumuz delillere göre, ‘Bizler iştirak halinde değiliz’ diyorlarsa hükmü yine siz kuracaksınız” dedi. İşkence iddialarına dair konuşan Eren, “Eğer suçun mağduru kendisine yönelik işkenceye, herhangi bir başvuruya dökmüyorsa, suç duyurusunu nasıl yapabilirim. ‘İşkence görmedim, Amed Barosu’ndan böyle bir talep yok’ derse… Mağdurun ya da mağdur yakınlarının kabul etmediği bir pozisyonda o suç duyurusunu da yapamam” şeklinde konuştu.
Baran Güran’ın kendilerine vekalet verdiğini hatırlatan Eren, “Eğer ben işkence iddiasına ses çıkarmayan bir baro başkanıysam neden bana vekalet çıkarırsın? 23 Eylül’de bir kez daha arandım. Bu defa kalabalık bir grup geldi. Bu görüşmede ne oldu? Bu ailenin ağır itam altında kalmaması noktasında, bütün ailenin şüpheli olduğunu, zan altında olduğunu söyledim. Ne konuştuysak sonuca varamadık. Cezaevinde akrabalarına işkence yapılıyor dendi. Bu defa cezaevine gittik. Kolluk aşamasında anlattınız ama cezaevinde bu çok zor. Çünkü ‘Enes cezaevinden götürülmüş, dişleri çekilmiş, ayak tırnakları çekilmiş’ dendi. 16 Eylül’de görüştükten sonra 17 Eylül itibariyle avukatlarla anlaşma sağlanmıştı. Geldiklerinde kendilerinden öğrendim ve ‘Cezaevinde böyle bir iddia varsa, özel avukatlarınız var. Bir görüşme gerçekleştirsin, eğer gerçekse bizde dahil olacağız’ dedik. Avukatlar bize dönmedi, görüşmelerden ne çıktı bilmiyoruz. 23’ündeki görüşmeden sonra Baran beni aradı. ‘Babam ve ben bir kez daha sizinle görüşmek istiyoruz’ dediler. Arif ve Baran Güran’la bir kez daha görüştük. 16, 23 ve 24 Eylül’de görüştük. Vekalet bende. Beni ne zaman azlettiler biliyor musunuz? 21 Ekim’de. Maalesef bu dosyaya küçük çocukların yanlış ifadelerle olaya alet edildiği cümlesini kurdum. Baran gerkeçesinde bunu yazmış. Çıktı televizyon programda, ‘Aileme kötü ithamlarda bulunduğu için’ diyerek azlettiğini söyledi” ifadelerini kullandı.
‘6 DAKİKA İLERİ ALINCA DURUM DEĞİŞİYOR’
Salim Güran’ın avukatının sanal medya hesabı üzerinden paylaştığı bir görüntüyü izlettiren Eren, “Ulusal Kriminal de meslektaşımın düştüğü hataya düşmüş. Ulusal Kriminal, 15.34 diyor, ancak 6 dakika ileri alınca durum değişiyor. Önceki araç bir traktör. Ruhi Kaya, kamera görüntülerinden geçiyor ve oradan 1 dakika sonra gelen bir otomobil var. Buna niye değindim? Nevzat’ın aracının yukarıdan aşağıya indiğini göremiyoruz. Ama iddiası doğruysa, Salim’in aracının geldiğini görebiliriz. Göremeyeceğimiz bir yol da var. Salim’in aracı, 16.18’de köyde. 16.13’te burada, kavşakta şu an devam ediyor. 16.10’da Arif’in evinden ayrılıyor. Baz verisi hepimizin önünde” şeklinde belirtti.
‘GERİYE DÖNÜK ARAMA KAYITLARI SİLİNİYOR’
Salim Güran’ın geri getirilen WhattsAap ve telefon görüşmelerinin dosyada yer aldığını dile getiren Eren, “22 Ağustos’ta telefondaki ses kaydı kapatılıyor. Geriye dönük bütün arama kayıtları siliniyor. Bütün WhattsAap görüşmeleri siliniyor. Bize, ‘Eskortlarla görüşüyorum, bu yüzden sildim’ diyor. Sonrasında ‘Evde bulunan silahlardan dolayı sildim’ dedi. Bunların açığa çıkma ihtimali ne? Şüphelendiğim bir olgu varsa bu kayıtları silerim. Narin’in kaybolmasıyla ilgili bir bağın ya da kaygın yoksa niye bu kaydı silersin? Demek ki gözaltına alınacağından şüpheleniyorsun” şeklinde konuştu.
POLİSİN İNCELEMEDİĞİ GÖRÜNTÜLERİ ANLATTI
Eren, konuşmasına şöyle devam etti: “Salim Güran okul görevlisi Sabri ile görüşüyor. ‘Okula gelme, kapıyı aç jandarma gelecek, görüntüleri izleyecek’ demiş. Bir kez daha aramış. Bu görüntüler 20.39’da izleniyor. Jandarmanın gelişi 20.53’te oluyor. Bu hoca imam mı diye şüphelendim. Kamerada dört dakikalık bir kararma var. Elektrik kesintisi olsa diğer kamera da karardı ama diğerlerinde kesinti yok. Bu hocayı bir daha Hediye Güran’ın ifadesinde gördüm. ‘İlk defa o görüntüleri Samet hoca izletti’ diyor. Bu ayrıntı ile savunma yapması, Hediye’nin evde Enes’in olduğu algısı oluşturmak amacıyla yaptığını gösterir. Hediye evinin önündeki kocaman aracı bile görmediğini söyledi. Ben bu tanığa nasıl inanacağım? Hocanın tam olarak kim olduğunu da bilmiyoruz. Salim Güran Şakir başçavuşu arıyor. Başçavuş izinli olduğu için yarım saat sonra diğer komutanı arayarak, Narin’in kaybolduğunu söylüyor. Muhtar kolluğa kaybolma saati vermesine rağmen, kolluk o saate göre arama yapmıyor. Kolluk bunu nasıl yapabiliyor? Dara kameralarının dışında 360 derece dönen bir kamera daha var. O kamera çevreden ziyade zemini çeken bir programa sahip. Ama o kamera Eğertutmaz Deresi’ni görüyor. Kolluk o kamerayı da incelememiş.”
‘HALIDAN SADECE 2 DNA ÇIKIYOR’
Deliller ve ifadeler üzerinden dosyadaki birçok çelişkiye ve şüphe uyandırıcı durumlara işaret eden Eren, “Halılardan onlarca sürüntü örneği alınıyor. Sadece 2 insana DNA örneği çıkıyor. Evinizdeki bir yolluğun üzerinde bana göre evinizde olan herkesin DNA örneği olur” dedi. Eren, “Acılarını anlayabiliyorum ancak baba Arif Güran da aynı zamanda telefondaki kayıtlarını silenlerden biri. Google’da ‘geçmişi sil’ diye arama yapılmış. Ben bunlardan şüphe duymayayım da kimden duyayım?” diye sordu. MHA