Temmuz 2024’te Siyonist İsrail’in Sde Teiman askeri cezaevinde bir Filistinli tutukluya yönelik cinsel işkence görüntülerinin basına sızması, ülke genelinde büyük bir krize yol açtı. Görüntülerde, elleri ve ayakları bağlı tutuklunun ağır şekilde darp edildiği görülüyor. Beş asker hakkında dava açıldı.
Askerî Başsavcı Tomer-Yerushalmi, videonun yayınlanmasına izin verdiğini ve “hukukun yanında durmak istediğini” açıkladı. Ancak bu tavır, hükümet içinde sert tepkilere neden oldu. Hakkında soruşturma başlatılan Yerushalmi, istifa ettikten sonra “gizli bilgi sızdırma” ve “adaleti engelleme” suçlamalarıyla tutuklandı.
Olay, Siyonist yargı bağımsızlığı ile siyasi baskı arasındaki gerilimi yeniden gündeme taşıdı. Başbakan Netanyahu sızıntıyı “ülke tarihinin en büyük itibar felaketi” olarak tanımlarken, hükümet içi açıklamalar hukuk devletinin sınırlarını tartışmalı hale getirdi.
İşkenceye maruz kalan Filistinli tutuklunun Gazze’ye iade edilmesi, davanın en önemli tanığının kaybolmasına yol açtı. Böylece hem adaletin sağlanması hem de olayın aydınlatılması zorlaştı.
Tomer-Yerushalmi vakası, Siyonist hukuk devleti ilkesinin nasıl siyasi çıkarlarla çeliştiğini ve güvenlik gerekçesinin insan haklarının önüne geçtiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.






