Basın açıklamasını okuyan İkbal Eren, “Sevdiklerimizin devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybolmasıyla başlayan hakikat ve adalet arayışımızın 986. haftasındayız.
Buradayız çünkü uluslararası hukuk, gözaltında kaybetme suçunun ‘önlenmesi ve cezalandırılması’ için devlete bir yükümlülük getirmesine rağmen, devlet bu yükümlülüğünü yerine getirmiyor” dedi. Gözaltında kayıplar, devlet görevlilerinin talimatları ve göz yumması sonucu gerçekleştiği için etkin bir şekilde soruşturulmaları mümkün olmuyor” dedi.
“Devlet Sorumluluklarını Yerine Getirmiyor”
Her hafta olduğu gibi bu hafta da kayıplarının akıbetlerinin açıklanmasını, bu suçun faillerinin ve sorumlularının adalet önünde hesap vermesini talep istediklerini istediklerini belirten Eren 986. haftada gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç için Galatasaray Meydanı’nda olduklarını söyledi.
“Karakoç Ailesinin Evi Basılıp Tehdit Ediliyordu”
34 yaşındaki Rıdvan Karakoç İstanbul’da yaşıyordu. Kürt siyasi partileri ile kültür ve sanat kurumlarında çalışmalar yürütüyordu. 1994 yılında gözaltına alınan bir kişinin verdiği ifade doğrultusunda hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Rıdvan Karakoç’u arayan polisler ailesinin evini gözetim altında tutuyordu. Zaman zaman da eve baskınlar düzenliyor, “Rıdvan’ı bize getirin, eğer getirmezseniz gördüğümüz yerde öldürürüz” diye aileyi tehdit ediyordu.