Emperyalist Haydut ABD-Siyonist İsrail Saldırısı: İran’a Yönelik Emperyalist Savaşın Yeni Evre

Siyonist İsrail’in dünyanın gözü önünde yerle bir ettiği Gazze ve orada sürdürdüğü katliam ve soykırım sürerken İran’a saldırdı. İran’a yönelik saldırıları ve ardından İran’ın verdiği sert yanıtla Siyonist İsrail tarihinde görmediği bir yıkıma uğradı. Bu koşularda filli olarak devreye giren ABD emperyalistlerin Ortadoğu’da yeni bir cehennem kapısını araladığını gösteriyor. ABD emperyalizminin açık saldırı çağrıları, artık sadece tehdit değil, doğrudan sıcak savaşa dönüşmüş durumda.

Amerikan emperyalizmi, ‘’büyük bir ateş gücüyle’’ İran’ın nükleer tesislerini vurdu. Vurulan tesisler arasında en çok konuşulanı, Trump’ın ifadesiyle “artık Fordo diye bir yer yok” dediği İran’ın en gelişmiş uranyum zenginleştirme tesisidir. İran cephesinden yapılan açıklamalar ise bu tesislerin önceden boşaltıldığı ve herhangi bir sızıntı tehlikesi olmadığı yönünde. Ne olursa olsun, nesnel gerçeklik şudur: ABD’nin, İran’a doğrudan savaş ilan etmiş olmasıdır.

Bu saldırının anlamı sadece İran’la sınırlı değildir. Hatırlayalım:

Irak 2003’te kitle imha silahı yalanlarıyla işgal edildi. On binlerce insan öldü, ülke parçalandı, etnik ve mezhepsel savaşlar körüklendi. ABD’nin yarattığı “demokrasi”nin sonucunda ülke kaosa ve işgale mahkûm edildi.

Libya, 2011’de “insani müdahale” bahanesiyle Fransa ve ABD öncülüğünde bombalandı. Kaddafi linç edildi, Libya yıkıldı, halk katliamlara, yokluğa ve yaşadığı toprakları terk etmeye zorlandı.  Ülke tam bir Kussa sürüklendi.

Suriye ise vekalet savaşlarının laboratuvarı haline getirildi. CIA, MOSSAD ve İngiliz MI6 gibi servislerin ve Türkiye’nin açık desteğiyle cihatçı çeteler, ülkeyi yıllarca kana boğdu. Emperyalistlerin planı Suriye’yi parçalamak ve Esat iktidarını devrilmekti. Sonuçta Esat iktidarı devrilerek DAİŞ artığı HTŞ Şama oturtuldu azınlıklara ve özelikle Alevilere karşı katliam, soykırım başlatıldı.

Bugün bu plan İran üzerinden devam ettirilmek isteniyor. İran’a yapılan saldırı, sadece İran’a değil, çok kutuplu hale gelen dünyada, emperyalist haydutların içine girdiği bunalım ve Pazar kavgasının da kızıştırmış durumda. Bu hakimiyet çatışmasında işte İran’a yapılan saldırı aynı zamanda Çin, Rusya ve hatta dünya halklarına yönelik bir kuşatma stratejisinin yeni evresidir. Çünkü İran, Çin’in tarihî İpek Yolu projesinde kilit bir noktadır. İran, Çin’e ucuz enerji sağlayarak onun dünya ticaretinde güçlenmesine katkı sunuyordu. Bu bağlamda, ABD’nin İran’a attığı her bomba, dolaylı olarak Çin’e, Rusya’ya, ABD ve Avrupalı emperyalistlere boyun eğmeyen tüm halklara yöneliktir.

Ancak tarihsel olarak ta bugünde İran Ne Irak ne Libya’ya nede Suriye değildir. İran’ın iç yapısını kullanma çabasında olan emperyalist haydutlar burada medet ummaktalar, siyonist İsrail’in İran saldırısıyla halka yaptığı ayaklanma vb çağrısı da bu amaçlıdır. İran’da yaklaşık %52 Fars, %20 Türkçe konuşan Azeri halkı, %10 Kürt nüfus, %4 Beluç, Araplar ve daha birçok halk birlikte yaşıyor. Emperyalizm, Irak’ta, Libya’da ve Suriye’de yaptığı gibi burada da etnik, mezhepsel ve kültürel farklılıkları çatıştırarak ülkeyi iç savaşa sürüklemeye çalışıyor.

Ancak İran halkı iktidarla tüm çelişki ve çatışmalara rağmen dışarıda bir müdahale karşısında tutumu hep kenetlenmek olmuştur. İran’da yaşayan halklar; Kürtler ve Persler tarihsel ve kültürel olarak akraba halklardır. Aralarındaki mezhep farkı, emperyalizmin körüklemek isteyeceği bir ayrım olabilir ama tarihsel bağlar daha güçlüdür. Ayrıca İran’daki Azeriler, Mollaların iktidar olmasından beri rejimin içinde güçlü bir yer tutmaktadır. Emperyalizm ve uşağı Siyonist İsrail bu halkları birbirine kırdırarak yeni bir Libya, yeni bir Suriye yaratmak istiyor.

Amerika’nın bu saldırısı; bir yanda Siyonist İsrail’in aldığı ağır darbeler ve ABD’nin müdahil olmaya çağrısına yanıt olmak olduğu kadar İran’ın çözülmesi, parçalanması, zayıflatılması stratejisine dayanmaktadır. Ama bu yalnızca İran’a değil, Siyonist İsrail’in bölgede güvenceye almak ve bölgeyi bu konuda yeniden dizeyin etmektir. Dolaysıyla bu bölgede ABD ve Avrupa emperyalistlerin çıkarlarına ters düşen tüm ülke ve iktidarları hedeflemektedir. Ancak düğer yandan da ‘savaşlara son’ sloganıyla iktidar olan Tromp ve ülkede ki göçmen politikası ve Siyonist İsrail’in Filistin halkına uyguladığı soykırım karşısında savaş alanına dönen ABD sokakları onu zora sokmaktadır.

Bu saldırı sadece İran’ın değil, tüm Ortadoğu halklarının kaderini belirleyecek bir savaştır. Emperyalizmin Ortadoğu’da yarattığı kanlı coğrafyaya; Irak’a, Libya’ya, Suriye’ye bir yenisini daha eklemek uzun yılardır hedef tahtasına koyduğu İran’ı denetimi altına almaktır.

Bugün dünyanın dört bir yanında her geçen gün Siyonist İsrail’e tepkiler çığ gibi büyümekte, Gazze ve Filistin halkıyla dayanışma artmaktadır. Siyonist İsrail’de savaş nedeniyle özel tekneleriyle Kıbrıs Rum kesimine geçen 3500’un üzerinde ki İsrailliye hiçbir otel yer vermedi.  Ve Atina hava allananına inenlerin Filistin ve Gazze sloganları, Filistin bayraklarıyla karşılanıp protesto edilmesı de önemli bir dürüştür.

Unutulmamalıdır:

Bu savaş halkların değil, sermayenin savaşıdır. Bu işgalci emperyalist savaşa karşı tek çözüm emperyalizme karşı birleşik, devrimci direniştir!

Ortadoğu, Ortadoğu halklarınındır!

Önceki İçerikHaydut ABD, İran’da üç nükleer tesise hava saldırısı düzenledi
Sonraki İçerikKuyu Hapishaneleri ve Türkiye’de Cezaevi Geçmişi: Direnişin Yükselişi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz