Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde Ravive Kozmetik’e ait parfüm deposunda çıkan yangında yaşamını yitiren altı işçi, öfke ve isyan içinde uğurlandı.
Yoksulluğun, güvencesizliğin ve denetimsizliğin kurbanı olan emekçiler için düzenlenen cenazeye katılan Kocaeli Valisi İlhami Aktaş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, halkın tepkisiyle karşılaştı; “Burada değil, cezaevinde olmanız lazım!” sözleriyle taziye alanından kovuldular.
“Bu binanın önünde poz veriyordunuz, yine çektirmek ister misiniz?”
Cenazeye katılan yurttaşlar, yıllardır göz göre göre gelen felaketin sorumlularına öfkelerini haykırdı.
Kitlede bir kişi, “Başkan, bu bina önünde fotoğrafınız vardı; yine çektirmek ister misiniz?” diyerek hesap sordu.
Bir diğeri, “Utanmadan buraya gelmişsiniz, burada değil, cezaevinde olmanız lazım!” sözleriyle tepki gösterdi.
Halkın tepkisi, yalnızca iki bürokrata değil, iş cinayetlerini “kader” diye meşrulaştıran tüm düzene yöneldi.
“Katil düzenin temsilcileri cenazede boy gösteriyor”
Dilovası’nda yaşanan bu facia, tesadüf değil; sermayenin kâr hırsının, devletin denetimsizliğinin ve sendikasızlığın sonucudur.
Halk, cenazede yükselen öfkeyle şunu söyledi:
“İşçiler ölüyor, patronlar korunuyor; yönetenler ise utanmadan cenazede boy gösteriyor!”
Bu sözler, yalnızca bir anlık tepki değil, yıllardır süren sömürü düzenine karşı bir emekçi çığlığıydı.
Emekçiler öldürülüyor, sorumlular korunuyor
Dilovası’ndaki yangın, taşeronluk, cezasızlık ve denetimsizlikle örülmüş çürümüş düzenin bir halkası daha.
İş cinayetleri her gün “kaza” diye geçiştirilirken, iktidar ve patronlar kameralar karşısında “inceleme başlatıldı” demeye devam ediyor.
Oysa halk artık bu sahte sözlere inanmıyor — çünkü her ‘incelemenin’ sonunda gerçek sorumlular değil, ölen işçilerin yoksul aileleri kalıyor.
“Katil sermaye, işbirlikçi iktidar – hesap vereceksiniz!”
Taziye alanında yükselen son ses, yanan parfüm deposunun duvarlarını değil, tüm bir düzenin vicdanını hedef aldı:
“Katil sermaye, işbirlikçi iktidar! İşçiler ölüyor, siz susuyorsunuz! Hesap vereceksiniz!”
Bu söz, yalnızca bir slogan değil — emekçilerin adalet çağrısıdır.
Ve bu çağrı, Dilovası’nın dumanını aşarak ülkenin dört bir yanına yayılıyor.






