Paris’te, Avrupa’nın ortasında Kürt halkının özgürlük mücadelesine yönelik işlenen cinayetler hafızalarımızdan silinmedi. 9 Ocak 2013’te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez, 23 Aralık 2022’de ise Evin Goyi, Mir Perwer ve Abdurrahman Kızıl alçakça katledildi. Bu katliamların hiçbiri tesadüf değildir; hepsi planlı, politik ve sistemli saldırılardır.
Bu saldırılar yalnızca altı devrimciyi hedef almadı; Kürt halkının özgürlük mücadelesini, kadınların direnişini ve halkların eşit, özgür bir arada yaşama iradesini hedef aldı. Paris’te kurşunlanan aslında halkların ortak geleceğiydi; özgürlüğe sıkılan kurşunlardı.
2013 Paris Katliamı, başta Fransa olmak üzere Avrupa devletlerinin, faşist Türk devletine el altından sunduğu destekle gerçekleşti. Avrupa’nın “adalet” söylemleri, gerçek failleri açığa çıkarmak yerine dosyaları kapatmakla geçti. 2022’de aynı kentte yaşanan yeni katliam, cezasızlığın ve devletler arası iş birliğinin sürdürülmesini bir kez daha gözler önüne serdi. Suskun kalan devletler, bu suçların ortağıdır.
Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez, Evin Goyi, Mir Perwer ve Abdurrahman Kızıl, halkın özgürlüğüne sıkılmış kurşunlar olarak tarihe geçti. Onları susturmak, halkın mücadelesini boğmak istediler; başaramadılar.
Birinci Paris katliamının hesabını vermeyen Fransa, ikinci katliamın zeminini hazırlamıştır. Bizler, bu katliamların hesabını sormadan durmayacağız.
Her yıl dönümünde onları anmak yalnızca yas değil; bir hesap sorma, bir isyan ve mücadeleyi büyütme çağrısıdır. Hakikat ortaya çıkana, adalet sağlanana ve bu kirli düzen hesap verene kadar susmayacağız.
Bizler, halkların özgürlük mücadelesinde, kadınların kurtuluşunda ve eşit, kardeşçe bir arada yaşama iradesinde asla geri adım atmayacağız. Bu mücadeleyi zafere taşıyana kadar durmayacağız.
Paris katliamlarını unutmayacağız, unutturmayacağız!
Şehîd namirin!






