Metal işçileri iş bıraktı

Asgari ücret sefaleti, emekçi sınıfların içinde bulunduğu yapısal sömürüyü bir kez daha çıplak biçimde ortaya koymaktadır. Milyonlarca işçi açlık sınırının altında ücretlerle yaşamaya zorlanırken, sermaye düzeni yoksulluğu kader, sabrı ise erdem olarak pazarlamaya devam etmektedir. Bu tablo, geçici bir ekonomik krizden değil; sınıfsal eşitsizlikleri derinleştirmeyi amaçlayan kapitalist sömürü düzeninin bilinçli bir tercihinden kaynaklanmaktadır. Metal işçilerinin yükselttiği itiraz da bu sömürü düzenine karşı bir sınıf tepkisi olarak ortaya çıkmaktadır.

Metal patronlarının yüzde 10’luk sefalet zammı dayatmasına karşı Birleşik Metal-İş Sendikasına üye işçiler, 25 Aralık Perşembe günü tüm vardiyalarda 1 saat iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’na (MESS) üye patronların dayatmalarına karşı fabrikalarda yürüyüşler düzenleyen işçiler, “MESS dayatmalarına hayır” pankartları taşıdı ve “Sadaka değil toplu sözleşme” sloganlarını haykırdı.

Birleşik Metal-İş üyesi işçiler, patronların enflasyonun çok altında kalan zam teklifini kabul etmeyeceklerini belirterek mücadeleyi sürdüreceklerini açıkladı. Sendika, 2 ve 8 Ocak tarihlerinde de tüm vardiyalarda 1 saatlik iş bırakma eylemi yapılacağını duyurdu. Ayrıca işçiler, 29 Aralık’tan itibaren fazla mesaiye kalmama kararı aldı.

Öte yandan Türk-İş’e bağlı Türk Metal Sendikasına üye Denizli’deki Nexans Kablo işçileri de yüzde 10’luk zam dayatmasına karşı fabrika önünde açıklama yaptı. Vardiya öncesi gerçekleştirilen eylemde konuşan Türk Metal İşyeri Baştemsilcisi Ümit Aykutlu, MESS patronlarının işçilerin geçim sıkıntısını görmezden geldiğini vurguladı. Enflasyonun altında kalan hiçbir zam teklifini kabul etmeyeceklerini belirten Aykutlu, kazanılmış haklara yönelik saldırılara, üç yıllık sözleşme dayatmalarına ve esnek çalışmaya asla boyun eğmeyeceklerini ifade etti.

Metal işçilerinin eylemleri, asgari ücret sefaletiyle derinleşen yoksulluğa ve sermayenin dayattığı sömürü politikalarına karşı büyüyen sınıf öfkesinin bir ifadesi olarak devam etmektedir. İşçiler, sadaka değil insanca yaşayacak bir ücret ve gerçek bir toplu sözleşme talebiyle mücadeleyi sürdürmekte kararlı olduklarını bir kez daha ortaya koymuştur.

Önceki İçerik“Yasakçı zihniyeti kabul etmiyoruz”
Sonraki İçerikMazlum Abdi: “Şam ile ortak bir anlayış oluştu”