Kadınlar Birlikte Güçlü: Anna ve Filistinli kadınlar yalnız değildir

Kadınlar Birlikte Güçlü, siyonist İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik ablukasını kırmak amacıyla Vicdan Gemisi ile yola çıkan Zora temsilcisi gazeteci Anna Liedtke’nin, İsrail güçleri tarafından gözaltında cinsel saldırıya uğramasını İstanbul Taksim Tünel’de protesto etti.

Eylemde “İsrail işgal hapishanelerinde cinsel işkence var” pankartı açılırken, “Sosyalist kadın gazeteciler Anna’nın yanında”, “Cinsel saldırı savaş suçudur” ve “Cinsel şiddet İsrail’in gerçek yüzüdür” yazılı dövizler taşındı.

Basın açıklamasını Serenay Sevimli okudu. Sevimli, siyonist İsrail’in yıllardır tüm dünyanın gözü önünde Filistin halkına yönelik soykırım politikaları yürüttüğünü belirtti. 10 Ekim’de imzalanan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail’in ateşkesi defalarca ihlal ettiğini söyleyen Sevimli, bu ihlaller sonucunda yüzlerce Gazzelinin katledildiğini ifade etti.

Açıklamada, İsrail Parlamentosu’nun Filistinli tutsaklar için idam cezasını yasallaştırmaya yönelik girişimlerine dikkat çekildi. ABD yönetiminin önerdiği ve birçok ülke tarafından onaylanan Gazze Planı’nın, Gazze’nin yeniden sömürgeleştirilmesi anlamına geldiği vurgulandı.

Kadınların savaş ve işgal koşullarında çok daha ağır baskılara maruz kaldığına dikkat çekilen açıklamada, siyonizmin cinsel şiddeti sistematik bir savaş ve sindirme aracı olarak kullandığı ifade edildi. Gazeteci Anna Liedtke’nin İsrail hapishanesinde maruz kaldığı cinsel işkenceyi kamuoyuna taşımasının önemine vurgu yapılırken, Liedtke’nin yaşadıklarını “odakta olmak için değil, hapishanelerde cinsel şiddete uğrayan tüm kadınlar adına” anlattığı aktarıldı.

İsrail hapishanelerinde Filistinli kadın tutsaklara yönelik cinsel taciz ve şiddetin hem tanıklıklar hem de uluslararası raporlarla belgeli olduğu belirtilen açıklamada, Hayfa’daki Damon Hapishanesi’nde yaşanan işkencelere dair son açıklamalar hatırlatıldı. Cinsel şiddetin münferit olaylar değil, sömürgeci ve patriyarkal bir devlet politikası olduğu vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, Filistinli kadınların hem işgal politikalarına hem de patriyarkal baskıya karşı hayatta kalma ve özgürlük mücadelesi verdiği ifade edilerek, “Ne kadınlar özgürleşmeden Filistin özgür olabilir ne de Filistin özgürleşmeden kadınlar özgür” sözlerine yer verildi.

Eylem, “Gözaltında ve hapishanede cinsel şiddete son”, “İsrail’le askeri, siyasi, kültürel ve akademik tüm ilişkiler kesilsin”, “Filistinli kadınlara özgürlük” ve “Nehirden denize özgür Filistin” sloganlarıyla sona erdi.

Önceki İçerikEmperyalist Rekabet ve Militarizmin Yeniden İnşası
Sonraki İçerikFilistin Eylem Komitesi “Trump Planı”na karşı Taksim Tünel’deydi: “Gazze Filistinlilerindir”