FAŞİST BASKI TEHDİTLERE BOYUN EĞEMEYECEĞİZ

Dünya çapında emperyalizm ve ülkemizde faşist devletin yürütücüsü AKP-MHP tüm teknolojisiyle, silahlarıyla, militarist güçleriyle, görsel ve işitsel araçlarıyla emekçi halklara pervasızca saldırarak günden güne derinleşen ekonomik-siyasi krizini daha az sancıyla atlatmaya çalışıyor. 

Ülkemizde ki faşist iktidar 20 yıldır yaratmak istediği boyun eğen, düşünmeyen, “bana ne”ci, bireyci insan tipini yaratmayı başardığı oranda kendi ömrünü biraz daha uzatabildi. Yaratığı bencil, rantçı, “bana ne”ci insan tipi bu faşist şeriatçı iktidarın her dediğini emir, ya da her yaptığını kabullenen ruh hali sarsılmaya başladı. Bugüne kadar bu konuda azımsanmayacak başarılar elde ettiği göz ardı edilemez bir gerçektir. 

Ancak tüm bunlara karşın, anti-emperyalist, anti-faşist mücadele cephesinde mevzilenen devrimcilere diz çöktürmeyi başaramadılar. 

6 Şubat’ta yaşanan depremle birlikte binlerce insanımızın enkazlar altımda kalması şehirlerin yere bir olmasıyla iktidarın retçi, sömürgeci, talancı yüzü kitleler nezdinde daha somut olarak ortaya çıktı. Devrimcilerin yıllardır söylediği ve mücadele ettiği bu faşist şeriatçı iktidarın tüm ülkeyi talan etmesi, her şeyi ranta ve kar hırsına bağlayanların ülkeyi ve insanlarımızı nasıl bir felakete sürüklediklerinin görülmesi yüz binin üzerinde canin kaybedilmesi yaralanması ve şehirlerimizin yerle bir edilmesiyle herkes tarafında görülmeye ve isyanına sebep oldu.

 Deprem olduğunda günlerce ortada olmayan devletin ortaya çıkmasının getirdiği OHAL, baskı tehdit ve işkence oldu. Bunla da yetilmediler yardımlara el koydular kayyumlar atadılar. Başta devrimcilerin ve sivil toplum örgütlerinin devletten önce alanlara müdahale etmesi ve halkımızla birlikte yaratığı büyük dayanışmaya saldırıya geçtiler. 

İnsanlarımızı enkaz altımda bırakan, onların orada ölümüne sebep olanlar. Çoğu insanımız enkaz altında soğukta yaşamını yitirdi. Enkaz altında kalanları çıkarmayıp molozlaralar birlikte kepçeleriyle attığı gibi, halkımızı kış koşularında soğukta açıkta kalmasına sebep oldular. Bir devlet ve onun Kızılay, AFAD böylesi durumlar için olması gerekirken onlar buraları birer şirkete çevirip yandaşlara peşkeş çektiği iyice ayyuka çıktı. Halktan yardım olarak alan kurumları başta çadır olmak üzere kan dahil her şeyi parayla sattıkları ortaya çıktı.  Onlar çadırı, yiyeceği, kani parayla satma derdindeyken halkımız soğukta çadır diye feryat etmekte.

Kısacası her yahniyle çürümüş lime lime dökülen bu faşist sistem şimdi ortaya çıkan tablo karşında sorunları çözmek bir yana, çözmeye çalışanlara saldırmakta. Baskı tehditle halkı sindirmek çabasında.

Gerek deprem bölgesinde gerekse ülkenin her yanına yayılan bu isyan ruh hali onların uykularını kaçırıyor. Futbol sahalarında yükselen istifa seslerine mafyacı, çeteleriyle birlikte tehdit etmekte. Deprem bölgesinde her gün işkence, linçler, gözaltılar, tutuklamalar yaşanmakta.

Yaşananları tek başına sıralasak sayfalar tutar. Ama bunlar artık okadır ayyuka çıkmış ki yazmaya dahi gerek kalmamış. Ortaya çıkan tablo karşısında asıl olarak ne yapmamız gerektiği büyük önem kazanmaktadır.

Onların tüm bu baskı katliamcı, rantçı yaklaşımları ve tehditleri karşısında sesiz kalamayız. Bizler sesiz kalırsak onlar baskı tehditlerini dehada artıracaktır. Eğer faşist şef bugün “helallik” istiyorsa yaptığı tehdit ve küfürlerin karşısında sadece bir manevradır. Bunun içindir ki biz ona açıkça diyoruz ki “helalleşmak” yok HESAP VERECEKSİNİZ…

Depremde 72 saat ortalıkta olmayanlar devlet her türlü protesto ve basın açıklaması karşısında anında yüzlerce polisini, jandarmasını yığa bilmekte. 

Onlar her yolu deneyecekler, iktidarlarını korumak ve geleceklerini garanti altına almak için. Yeni baskı, terör vb uygulamaktan kaçınmayacaklardır.

Yaşananlar karşısında faşist sitemin çıkmazını giderek içinde çıkılmaz hale geldikçe süreci yeni katliamlara gebedir. Bu katliamları engellemenin yolu güçlü bir örgütlü duruştan geçmektedir. 6 Şubat katliamı ve sürmekte olan insanlık dışı baskı-terör uygulamalarına karşı bizim de söyleyecek bir sözümüz vardır. 

Halkımızın yalnız olmadığını bugüne kadar örgütlenen güçlü dayanışma ruhu ve halkımızla yan yana olarak, çeşitli eylem ve etkinliklerimizle haykırdık, haykıracağız. Bu noktada, devrimciler olarak her türlü baskı tehdit karşısında bölgede olmak, ülkenin her yerinde birlik dayanışmayı büyütmek temel görev ve sorumluğumuzdur

Faşizmin baskı tehdit ve saldırıları karışında hep birlikte halkımıza yaşatılan bu felaket karşısında onlarla birlikte kenetleneceğimizi ve geleceğimize sahip çıkacağımızı her alanda haykırmalıyız. Biz bunu güçlü bir örgütlüğe ve tek sese dönüştüremesek onlar bunu baskı katliamlarla bastırmanın yolarını daha fazla uygulayacaklardır. Bunun için okullarda, fabrikalarda, mahallelerde, köylerde bir bütün olarak geleceğimizin söz konusu oldugunu iyi anlatmalı bilince çıkarmalıyız. 

Bugün yaşananlar bir bütün olarak tüm toplumun sorunlarından bağımsız değildir. Bu bilinçle hareket ettiğimizi, faşizmin saldırıları karşısında direniş ve mücadele hattımızı geliştireceğimizi, toplumsal sorunlara sessiz kalmayacağımızı haykırmak ve bunu örgütlüğe dönüştürmek zorundayız. 

Bu ortaya çıkan tablo, bizlere çok önemli bir zemin sağlıyor. Hep var olan deprem bir kez daha ortaya çıkan halkın dayanışma eğilimleri, ülke çapında ve dışın da büyük boyutlara ulaştı. Bu dayanışma eğilimler, ülkemizde ’de her zaman güçlü bir damar olmuştur. 17 Ağustos Depremi’nde, Gezi sürecinde bu dayanışma ruhu hep güçlü çıktı. 6 Şubat depreminden sonra ise bu dayanışma daha büyüyerek sel olup aktı.

İçinde geçtiğimiz süreç faşist sisteme ve AKP-MHP’ye karşı toplumda ortaya çıkan muazzam öfkedir. Bu öfkeyi hızla örgütlemek ve birilerinin sandığa hapsedip çarçur edilmesinin önüne geçmeliyiz. Şimdi bu öfkeyi faşist sisteme ve tek adam diktatörlüğüne karşı örgütlerken kendimizde buna göre konumlandırmalıyız. 

Geleceğimize sahip çıkma noktasında, tarihin bizlere yüklediği misyonu yerine getireceğiz. Bugün atacağımız her adım, geleceğin kazanılması, geleceğin kendi ellerimizle yaratılmasıdır! 

KATLİAMLARIN HESABINI SORACAĞIZ! 

Önceki İçerikKOBANE DAVASI GÖRÜLDÜ
Sonraki İçerik8 MART ERK FAŞİZME KARŞI JİN JîYAN AZADî