DİSK/Enerji-Sen, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, DGD-SEN, KATAŞ-SEN, Dev-Tekstil, TOMİS ve Mağaza Market-Sen Kadıköy Süreyya Operası önündeydi.
Mücadeleci sendikalar bugün (13 Mayıs) saat 19.00’da Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde bir araya geldi. Eylemde bir basın açıklaması yapıldı.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri: “Açlık, yoksulluk, ölüm kader değil”
Sendikaların eyleminin ardından İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri de saat 20.00’de yine Süreyya Operası önündeydi.
Yapılan açıklamada;
“Bugün milyonlarca emekçiye dayatılan 12. Kalkınma Planı diye açıklanan orta vadeli planda işçilere kemer sıkacağız, düşük ücretlere çalışacağız ve itiraz etmeyin derken enerji ve maden şirketlerine teşvik ve büyüme planları yapılmaktadır. Bu büyüme planlarında işçilerin payına düşen ise daha fazla yoksulluk ve daha fazla iş cinayetidir. Buradan Soma’da kaybettiğimiz 301 madenciyi anarken katliama gelen sürecin sermaye çıkarlarına uygun devlet politikaları ve iş cinayetlerinin de sermayenin iş organizasyonunun bir parçası olduğunu hatırlatmak gerekiyor.
Özelleştirmeler derhal durdurulmalı, işçiler için kölelik ve ölüm anlamına gelen taşeron çalışma yasaklanmalı, rödövans (kiralama) kaldırılmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin piyasaya terk edilmesinden acil olarak vazgeçilmeli ve gerekli tüm denetimler sağlanmalıdır. İşçilerin emeğini gasp ederek onları birer makine parçasına dönüştüren pratiklerin, köylülerin yaşam alanlarının ve geçim kaynaklarının gasp edilmesinin ve doğanının metalaştırılmasının norm hâline gelmesini reddediyoruz. Sermayenin bitmek bilmeyen ve dizginlenemeyen kâr hırsının ve sermaye birikimi arzusunun bedeli emekçilerin kanlarıyla, canlarıyla ve doğanın geri dönüşü olmayacak şekilde talan edilmesiyle ödenmektedir. Yaşamak için, emek ve doğa düşmanı bu sömürü düzenine dur demek için direnmekten asla vazgeçmeyeceğiz. İş cinayetleriyle her gün organize olarak işçileri katleden ve işçileri açlık ücretlerine mahkûm eden sermayeye ve temsilcisi siyasi iktidara karşı bir adım dahi geri adım atmayacağız. Altlarında jetleriyle ve helikopterleriyle sürdürülebilirliği ve yeşilciliği anlatmak için konferans konferans koşan, iş cinayetleri ve açlık ücretleriyle inşa ettikleri sömürü düzenini kültürel ve sportif aktivitelere sponsor olarak ya da ellerindeki medya gücüyle gizlemeye çalışan bu aşağılık kan emici sermaye düzeninden hesap sormaya devam edeceğiz.
Bizler, bu düzeni dün Mengen’ de Zonguldak maden işçilerinin önüne diktikleri barikattan da, bugün 2024 1 Mayıs’ında Taksim’ e yürümek isteyen işçilerin önüne diktikleri barikattan da biliyoruz.
Ama o barikatların aşılacağını da biliyoruz. “İş cinayetleri son bulsun” dedikleri için tutuklanan 50 arkadaşımızın direnişinden de biliyoruz. Mahkûm etmek istedikleri karanlık yolun sonunda doğacak güneşi görüyoruz.”
