Eylül ayında 152, yılın ilk dokuz ayında en az 1371 işçi hayatını kaybetti

İSİG Meclisi, eylül ayı “İş cinayeti raporu”nu yayımladı. Raporda ilk olarak şu söylendi:

İnşaat, yol işkolunda 42 işçi; tarım, orman işkolunda 33 emekçi (18 işçi ve 15 çiftçi); taşımacılık işkolunda 23 işçi; ticaret, büro, eğitim, sinema işkolunda 8 işçi; madencilik işkolunda 7 işçi; metal işkolunda 7 işçi; konaklama, eğlence işkolunda 6 işçi; belediye, genel işler işkolunda 6 işçi; ağaç, kâğıt işkolunda 4 işçi; savunma, güvenlik işkolunda 4 işçi; gıda, şeker işkolunda 2 işçi; petro-kimya, lastik işkolunda 2 işçi; çimento, toprak, cam işkolunda 2 işçi; veriler ışığında çalıştığı işkolu belirlenemeyen 6 işçi hayatını kaybetti. Ölümlerin temel nedeni güvencesiz çalıştırmanın yaygınlaşması. Diğer yandan ölen işçilerden tespit edilebildiği  kadarıyla 2’si sendika üyesi, 150’si sendika üyesi değil.

Eylül ayında üç çocuk işçi hayatını kaybetti. 2023-2024 eğitim öğretim döneminde en az 66 çocuk işçi hayatını kaybetti.

Emekli maaşlarının yetmemesi, EYT ve emeklilikte adalet tartışmaları devam ederken 50 yaş ve üstü ölen işçilerin sayısı en az 61. Yani Eylül ayında ölen her üç işçiden biri emekli/emeklilik çağında/yaşlı.

Raporda ayrıca işçi direnişlerinden de şöyle bahsedildi:

İşçi direnişleri sürüyor

Fernas Madencilik, Polonez Gıda, Akcanlar Tekstil, As Plastik, Elba Bant, Eker Süt, Befesa Silvermet, Mersen, Özel Sektör Öğretmenleri, Belediye İşçileri, TELUS İnternational, Bekaert, Tarkett Zemin Kaplama, Yemeksepeti, UNTD İnşaat, MKB Rondo, Yolbulan Metal, Tolsa, Lezita, Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları ve Türkiye’nin dört bir yanında isimlerini sayamadığımız tüm işçi direnişlerini selamlıyoruz…

Bu direnişlerin bazıları kazanımla sonuçlandı veya sona erdi. Diğer yandan şu an kritik aşamada olan iki direniş var: Bağımsız Maden-İş Sendikası üyesi Fernas Madencilik işçilerinin ve Tekgıda-İş Sendikası üyesi Polonez Gıda işçilerinin direnişleri.

İkisinde de işyeri önünden TBMM’ye, Kaymakamlık’tan tedarikçilere uzanan yelpazede yapılan eylemler polis veya jandarma şiddetiyle karşılaştı. Belli bir süreç geçti ama işçiler ilk günkü gibi kararlı duruşlarından vazgeçmedi. Bu iki direnişte de temel talepler belli: Sendikal örgütlenmenin tanınması, ücretlerin insanca yaşanılabilir bir düzeye yükseltilmesi ve İSİG önlemlerinin alınması. Bizlere düşen görev de bu direnişlerin sesini yükseltmek. Unutmayalım, Fernas ve Polonez’de kazanırsak diğer direnişleri de kazanırız, Türkiye işçi sınıfı kazanır…

Önceki İçerikBerlin’de savaş karşıtı gösteri: 30 bin eylemci sokağa çıktı
Sonraki İçerikFernas işçileri direnişin 39. gününde Meclis’te: “Eylem heveslisi değiliz, hakkımızı versinler gidelim”