Ülkeyi yönetenlerin “tasarruf” diyerek saray ve yandaşlarının servetine servet katarken, milyonlarca insan yoksulluk, güvencesizlik ve çaresizlikle boğuşuyor. Temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan insanlar, giderek derinleşen eşitsizlik karşısında her geçen gün daha büyük risklerle yüzleşiyor.
Bu ağır tabloya bir yenisi daha eklendi; İzmir’in Selçuk ilçesinden acı bir haber geldi. Cumhuriyet Mahallesi’nde, hurdacılık yaparak hayatını sürdüren Melisa Akcan, 5 çocuğuna bakabilmek için akşam saatlerinde evden ayrılmak zorundaydı. Çocuklarını güvenli bir yere bırakacak kimsesi yoktu. 3 göz odalı evde, sobanın ısısı altında uykuya dalan çocuklar, devrilen sobanın yol açtığı yangında son nefeslerini verdi. Bir annenin çaresizliği 5 canın hayatına mal oldu.
27 yaşındaki Melisa Akcan, sanayi bölgesine yakın, 3 odalı bir binada 5 çocuğuyla yaşam mücadelesi veriyordu. Çocuklar, Aras Bulut, Masal Işık, Aslan Miraç, Funda Peri ve Fadime Nefes yokluk içinde büyüyordu. Çocukların babası Hakan Akcan, cezaevinde olduğu için ailenin tüm yükü annenin omuzlarındaydı. Pazartesi akşamı saat 19.00 sularında, Melisa Akcan çocuklarını evde bırakarak hurda toplamaya çıktı. Ancak sobanın devrilmesiyle çıkan yangın kısa sürede tüm evi sardı.
Olay yerine gelen mahalle sakinleri, “Yangını görünce koşarak içeri girmeye çalıştık ama kapıyı açamadık, içeride mahsur kalmışlardı” dedi. Başka bir görgü tanığı, “Anne elinden geleni yapıyordu ama çocuklarına bakarken çalışmak zorundaydı” diyerek sistemin yetersizliğine dikkat çekti. Öte yandan sadece bir ay önce evin bahçesinde küçük bir yangın çıktığını belirtti.
Çocukların kelebeklerde daha kısa yaşadığı ülkemizde, bir avuç azınlığın ülkeyi talan ettiği, her geçen gün servetine servet katarken İzmir’deki bu ev tamda ülkenin bir fotoğrafını ortaya koymakta. Çocukların ölmediği eşit, özgür bir ülkeyi için bu kokuşmuş sistemde hesap sormak ve geleceği kendi elimize almak için daha çok mücadele etmeliyiz.
