Cumartesi Anneleri 1036. haftada, Bucak aşiretinin kaçırdığı Bedirhan Tüysüz’ün akıbetini sordu

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri bu hafta da meydandaydı.

Kayıp yakınları, 46 yıl önce Bucak aşireti tarafından kaçırılan Bedirhan Tüysüz’ün akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri’nin 1036’ncı hafta buluşmasında, Bedirhan Tüysüz’ün oğlu M. Emin Tüysüz, gönderdiği mektup okundu.

“DEVLET YANLISI ÇETELERİN HEDEFİNDEYDİ”

Mektupta şu ifadeler yer aldı:

“Babam Bedirxan Tüysüz ve onun gibi binlerce kaybedilen insanımızın anısına… 1979 yılında Hilvan – Siverek çatışmalı döneminde kaybettik. Suçu neydi diye sorulursa halkına, insanına karşı ihaneti kabullenmeyip boyun eğmeyişiydi. Bu yüzden devlet yanlısı çetelerin hedefindeydi. Bir gün büyük bir çete grubunun baskınıyla evinden alınarak götürüp kayıplara eklendi. O günden bu güne hak, hukuk, adalet arayışımız bir sonuç vermedi ama yılmadık umudumuzu koruduk çizgimizden, duruşumuzdan ödün vermeden mücadele ettik ve insan hakları mücadelemize devam edeceğiz. Kayıplarımıza, halkımıza sözümüzdür bu ülkeye, bu topraklara hak, hukuk ve adalet sağlanıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir. Bu yolda mücadele eden ve direnenlere selam olsun…”

Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen kayıp yakınlarının bu haftaki açıklamasını Ümit Efe okudu.

Açıklamada öne çıkan başlıklar şöyle:

“46 yıllık inkar ve cezasızlık son bulsun; Bedirhan Tüysüz için adalet istiyoruz. 1036 haftadır ısrarla altını çiziyoruz; gözaltında kaybetme suçu yalnızca kaybedilen kişiye karşı işlenmez. Kaybetmeler, kaybedilenin arkasında bıraktığı insanlara karşı da işlenmiş bir suçtur. Kayıp yakınlarına yaşatılan belirsizlik, bekleyiş, hakikate ve adalete ulaşamamanın yarattığı çaresizlik duygusu işkencedir, zalimane ve insanlık dışı muameledir.

‘KÜRT SİYASETİNİN KAZANDIĞI İLK BELEDİYE’

1036 haftamızda 46 yıldır bu işkenceye maruz kalan Tüysüz Ailesi’nin Galatasaray’daki sesiyiz. 46 yıl önce Hilvan’da kaybedilen Bedirhan Tüysüz için adalet istiyoruz. 70’lerin sonlarında Hilvan’da saldırıların, ölümlerin yaşandığı ağır bir şiddet ortamı vardı. 6 Mayıs 1979’da yenilenen Hilvan seçiminde bağımsız belediye başkan adayı olarak giren Nadir Temel seçimi kazandı. Böylece Hilvan, Kürt siyasetinin kazandığı ilk belediye oldu. Seçimler sonrasında Hilvan’daki şiddet ortamı daha da ağırlaştı.

Dönemin Adalet Partisi milletvekili Mehmet Celal Bucak, aynı zamanda yüzlerce silahlı adamı olan Bucak Aşireti’nin devlet ile işbirliği yapan kanadının ağasıydı. Kontrgerilla ve özel harekat ile yakın ilişki içinde olduğuna dair ciddi iddialar bulunmaktaydı. Kendisi ile işbirliği yapmayan Urfa’daki aşiretler, Bucak’ın hedefindeydi. Siverek ve Hilvan’da yerleşmiş bulunan Tüysüzler de bu aşiretlerden biriydi.

‘TÜYSÜZ’ÜN AİLESİ REHİN ALINDI’

10 çocuk babası Bedirhan Tüysüz, Urfa Hilvan Kılıcın Köyü’nde yaşıyor ve tarımla uğraşıyordu. Çevresinde sevilen, sayılan birisiydi. 1979 yılının kasım ayında, Bucak Aşiretine mensup Hakkı Bucak’ın yüzlerce silahlı adamı köye baskın yaptı. Bedirhan Tüysüz’ün 13 yaşındaki oğlu ve eşini rehin aldılar. Bedirhan Tüysüz’e, “ailen elimizde, gel konuşalım” diye haber gönderdiler. Bunun üzerine Bedirhan Tüysüz olay yerine geldi, ancak onu zorla araca bindirip kaçırdılar. Hemen jandarma ve kaymakamlığa başvuran aile, kaçırılan oğullarının bulunmasını talep etti.

Bedirhan Tüysüz’ün Bucaklara ait Söyütlü köyünde zorla alıkonulduğu başta olmak üzere, ailenin hiç bir iddiası araştırılmadı; savcılıklara yaptıkları suç duyuruları takipsizlikle sonuçlandı. Soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcılarına sesleniyoruz : Bedirhan Tüysüz’ün akıbetini açığa çıkartacak etkinlikte bir soruşturma başlatın. Tüysüz Ailesi’nin “en azından bir mezarımız olsun” talebini karşılamak için harekete geçin. Kaç yıl geçerse geçsin Bedirhan Tüysüz için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten; devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Önceki İçerikKayyum darbesine karşı sonuna kadar direneceğiz
Sonraki İçerikSuriye’de Katliam devem ediyor; Hama’da en az 10 Alevi katledildi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz