16 Mart 1978 İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde devlet destekli faşist güçlerce gerçekleştirilen katliamı unutmadık.
Devlet destekli düzenlenen bombalı ve silahlı saldırıda; üniversite öğrencileri Hatice Özen, Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Turan Ören, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl ve Murat Kurt ölümsüzleştiler.
Tüm katliamlarda olduğu gibi bu katliamda da gerçek failler korundu, saklandı. Ancak biz katliamın gerçek faillerini unutulmadık.
O gün emekçi halklarımıza karşı kontr-gerilla taktiklerini uygulayarak ÜOD’li Sıddık Polat, Ahmet Hamdi Paksoy, Latif Aktı, Zülküf İsot, toplum polisi Mustafa Doğan gibi kontr-gerilla elemanlarını kullananların başında ise daha sonraları birçok katliam, işkence ve yargısız infazda sıkça ismi geçecek olan Reşat Altay’lıydı. O günden de bugünde faşist devlet ve çeteleriyle sürdürdükleri katliamcı politikaları devam ediyor.
16 Mart, 1 Mayıs, Maraş-Çorum-Sivas-Gazi, Kürdistan ve Suriye’de süren Alevi katliamı birbirinde bağımsız değildir…
Başta bu faşist devlet olmak üzere bütün katiller, işkenceciler, faşist devletin kiralık maşaları halklara hesap vermekten kurtulmayacaktır.
16 Mart şehitleri olmak üzere tüm devrim şehitlerini anıyoruz, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Onların mücadele cephesindeki onurlu yerleri insanlık tarihi boyunca taşınacak.
16 Mart şehitleri mücadelemizde yaşıyor!
Hesabı sorulmadık katliam kalmayacak!
