Ülkeyi darbe hukukuyla yöneten şeriatçı faşist AKP-MHP iktidarının önemli bir toplumsal muhalefet odağı olan Kürt kesimini yaşanan bu darbe hukukuyla ülkeyi yönetme sürecinde yanina çekmeye çalışmakta.
Bu darbe hukuku İstanbul Belediyesi başkanı, gazeteciler, Gezi vb süren operasyonlarla açık bir darbeye dönüşmüştür. İşte faşist şeriatçı blokun Kürtleri içine çekmeye çalıştığı ‘süreç’ salt Ortadoğu’da ki gelişmelerden kaynaklı değil bu çatışmada Kürtleri yanına çekme çabasında, bunu beceremediği oranda en azında Kürtleri tarafsız, beklenti içine sokarak etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır.
Sistemin kendi iç çatışmasında bu politikası ne kadar tutar bilmeyiz ama tarihte ders çıkarmak önemli. Ermeni soykırımı, Gezi başkaldırısında bunu başardılar. Bugün sorusunun cevabı açık durmaktadır.
Bir türlu adı konamayan herkesin kendince adlandırdığı ‘süreç’ Kürt ve Öcalan in; ‘Demokratik Toplum Çağrısı’ diye adlandırdığı süreç bugün -19 Mart- yaşananlarla ölü doğmuştur.
Sistem içi çatışma yeni bir evreye dönüşmüştür.
Bu çatışmada ezilenlerin kendi bağımsız politikasını hayata geçirmek, ezilenler cephesini büyütmek görevi kendisini acil olarak dayatmaktadır.
Şimdilik bu kısa notu bir kenara kaydetmekte yarar vardır…