“Tek bir kıvılcım, tüm bozkırı tutuşturabilir’’ (Mao)
22 yılık şeriatçı faşist iktidar yaşadığı çıkmazda saldırıları giderek artırıyor. Şeriatçı faşist rejimi, AKP-MHP iktidarı kaybettikçe darbe mantığıyla ülkeyi yönetme politikası toplumu patlama noktasına getirdi. Yılardır Kürdistan kentlerinde izlediği irade gaspı ve kayyum politikasını metropollere, İstanbul’a taşıdı.
Yıllardır devrimci-demokrat-yurtsever güçlere karşı uyguladığı baskı, terör ve soykırım operasyonları derinleşen kriz ve yaşanan iç çatışmalar sonucu faşist sistemce saldırı cephesini genişletti. Düzen partilerini ve özelikle CHP bu saldırıların hedefine oturtuldu.
Özelikle son yerel seçimlerde aldığı oy ve kazandığı Belediyelerle birinci parti haline gelen CHP’ye saldırıları yoğunlaştırdı. Yerel seçimlerde “Kent Uzlaşısı” adı altında yapılan ittifak ve dayanışmaları üzerinde saldırıya geçti. Birçok CHP’li belediyeye kayyum atandı. Bu saldırlar sonucu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve bir sonraki seçimlerde cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu ve çok sayıda belediye başkanı ve çalışanı gözaltına alındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne de kayyum atanmasını gündem getirdi.
22 yıldır uyguladığı şeriatçı faşist baskılar, hak gaspları, yaşanan ekonomik ve sosyal kriz sonucu nefes alamaz hale gelen toplum İmamoğlu’nun göz altına alınmasıyla tam bir patlamaya dönüştü. Faşist iktidarın baskı, gasp, kayyum uygulamalarına ve AKP-MHP iktidarına duyulan öfke sokağa taştı.
Faşizme karşı kitlelerde biriken öfke CHP’yi baskı altına alarak sokaklara, alanlara çıkma çağrısı yaptırdı. Özelikle ilk günde İstanbul üniversitesi ve ODTÜ’de öğrenci gençliğin barikatları parçalaması, korku duvarının yıkılmasını sağlayarak bu sonucu yaratmıştır.
Bir kez daha gençlik toplumsal muhalefetin en önemli dinamiği olduğunu ortaya koydu. Şimdi gençliğin pratikte yaptığı bu çağrıyla toplumun tüm kesımlerı, meslek örgütleri, demokrattık kitle örgütleri faşizme karşı birleşme ve kenetlenmelidir.
Şeriatçı faşist iktidarın tüm saldırıları ve içine girdiği sistem değişikliği karşısında kenetlenme zamanıdır.
Bu şeriatçı faşist iktidarın, baskı, terörü, irade gaspı olan kayyum rejimine karşı direnişi sokaklarda büyütmeliyiz. Onların bu keyfi, faşizan politıkalarını yerle bir edecek tek seçenek mücadelenin ve direnişin sokakta büyütülmesidir.
Şimdi devrimci görev hakim sınıfların iç çatişması yada düzen içi it dalaşi vb tespitleriyle bu sokağa taşiyan öfkede uzak durmak değil onu büyütmek ve doğru hedefe yönlendirmektir.
Şimdi görev şeriatçi faşist saldırıları, emperyalist hadutların politikalarini bozacak tek yol bu ortaya çıkan toplumsal patlamayi ezilenlerin birlik ve kenetlenmesıne dönüştümektir.
Şeriatci faşizme, baskı, irade gaspına keyfi uygulamalarına karşı her alanda sokağa mücadeleyi büyütmeye!
Devrimci Cephe
