Öğretmen Sendikası: “1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen kolun da bir parçası olacağız”

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası (Öğretmen Sendikası), İstanbul 1 Mayıs’ına dair yaptığı açıklamada hem Kadıköy’de hem de Taksim’de yer alacaklarını duyurdu.

Yaptıkları açıklamada 19 Mart’ta başlayan isyanın emek hareketine hem bir fırsat sunduğunu hem bir sorumluluk yüklediğinin altını çizen Öğretmen Sendikası, Kadıköy kararıyla bu imkanların tercih edilmediğini ifade etti. Sendika bu durumun sadece dörtlüyü eleştirerek aşılamayacağını, emek hareketinde yeni dönemin ihtiyacını karşılayacak bir inisiyatif merkezinin hâlâ oluşturulamamış olmasının getirdiği bir boşluktan kaynaklandığını belirtti.

Birleşik, kitlesel, taleplerin öne çıktığı bir 1 Mayıs’ı önemsediklerini ve bu yüzden Kadıköy’de olacaklarını ifade eden Öğretmen Sendikası, açıklamanın devamında “Sendikamız 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen kolun da bir parçası olacaktır” da dedi.

Öğretmen Sendikası’nın açıklamasının tamamı şöyle:

Gelişen toplumsal hareketin Aşil tendonu, işçi sınıfının mücadeleyi yöneteceği ve politik olarak ağırlığını koyacağı bir inisiyatif merkezinden yoksun olmasıdır. 1 Mayıs tartışmalarının gösterdiği bu bariz eksiklik, ileriye doğru atılacak adımlar konusunda fırsatların kaçırılmasına da neden oluyor. Dörtlü, aldığı kararla toplumsal hareketin girişken ve 19 Mart öncesi sınırlarının çok ötesini vadeden gücünü kullanmayı tercih etmemiştir. Bu tercihin sonuçlarını kabaca eleştirmek, kararın tüm yükünü Dörtlü’ye atmak kolay olanıdır.

Sendikamızın çıkardığı sonuçlardan biri şudur: Dönem, yeni bir durumu işaret etmektedir. Emek hareketinin mücadeleci sendikalar tarafından örülen fiili mücadele hattı örnekleriyle birlikte bu yeni durumun nüvelerini vermiştir. Öfke, toplumda birikmiş ve geniş kesimleri harekete geçirecek genel bir neden ile birlikte açığa çıkmıştır. Ancak işçi sınıfı cephesinden, ruhunu ve bakış açısını harekete kabul ettirecek bir odak olmaması nedeniyle çağrı hakkı yine bilindik kurumlarda kalmıştır.

Yeni durum; yeni bir tarz, dil ve kurucu bir akıl talep ediyor. Konfederasyonlar ve sendikalar, genel olarak geçmişin alışkanlıkları ile rutin, donuk bir faaliyetin içinde hareket etmektedir. Yeni gelişen toplumsal hareket, bu yapıları pratik düzeyi ve örgütsel formlarıyla aşan bir noktadadır. “Sendikalar genel greve!” beklentisi hareketin ihtiyaç duyduğu kuvveti ifade etse de sendikal önderlik aynı yoldan yürümemektedir.

Geçen seneye göre zemini ve kitlesi daha kuvvetli olabilecek Taksim kararı, bütünlüklü ve ağırlıklı bir şekilde çıkmamıştır. 1 Mayıs’larda düzenli hâle gelen alan tartışmasının içine sıkışmadan, berrak bir bilinçle şunu ifade ediyoruz: 19 Mart ile birlikte yükselen toplumsal hareket, savunma pozisyonundan çıkışın kazanımlarını göstermiştir. Binlerce kişi mücadeleye uyanmış ve katılmıştır. Üniversite hareketi serpilmeye başlamıştır. Taksim hedefi, bu çıkışın başka bir dayanağı olabilirdi. Hareketin farklı bileşenlerinde eksiği olumsuz şekilde görülen davranış ve üslup sorunu da bağımsız sınıf kavgası ile azaltılabilirdi. Ne de olsa hareket dönüştürücüdür!

Tercih, kendi sınırlarımıza, gerçekliğimize ve ihtiyaçlarımıza odaklandı.

1 Mayıs’ta Kadıköy’de eğitim emekçilerinin kortejini kuruyoruz!

Sendikamız; birleşik, kitlesel, taleplerin öne çıktığı bir 1 Mayıs’ı önemsiyor. Emekçilerin kendi kortejlerinde birleştiği, sloganları ve talepleriyle kararlılıklarını yansıttıkları, disiplinli ve coşkulu bir yürüyüşle sınıfın diğer üyelerine güven verdikleri bir 1 Mayıs’a ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu ihtiyacın Kadıköy’de karşılanacak olması, bir karşıtlığı ifade etmiyor. Güncel koşullar ve dinamikler, tek bir 1 Mayıs çıkarmamıştır. Bu doğal! Güç bölünmüş ve imkân ıskalanmış olsa da nesnel koşulların birleştirici olacağını düşünüyoruz. 2 Mayıs gününün daha fazlasını talep edeceği ortadadır.

Eğitim emekçilerini ve dostlarımız, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın kortejine davet ediyoruz.

Taksim’deki mücadeleye de omuz veriyoruz!

Yukarıda açıkladığımız nedenler, 19 Mart’tan bugüne gelişen hareketin verdiği mesajı anlayan ve ondan uzaklaşmayan bir yaklaşımla açıklandığı ölçüde, duygular da dayanışma da sahici olur. Memleketin hapishaneleri, kent meydanları, ileriye doğru yürüme isteğiyle tutuşan binlerce insanla doluyor. Taksim, 1 Mayıs’ın tarihsel özünü taşıması ve siyasi iktidarın baskısını ve koyduğu yasakları simgelemesi açısından zorlanması gereken bir yerde duruyor. Sendikamız, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen kolun da bir parçası olacaktır.

Kamuoyunda ve sosyal medyada gözlemlediğimiz tartışmalar olağandır ancak geliştirici değildir. Koşullar tüm özneleri zorlamaktadır. Hareketi daraltan, mücadele edenleri kendileriyle baş başa bırakacak bir dil stratejik olamaz. Kapsayıcı olmalı; çağrı ve toparlama gücünü, hareket edenlerin sınandığı bir politik ortamda edinmeliyiz.

“Yeni döneme yeni ezgiler gerek.” 1 Mayıs’ta, memleketin meydanlarında ileriye doğru yürüme isteğini aklında ve yüreğinde taşıyacak olan herkesi kucaklıyoruz.

Sendikal örgütlenme ve yetki hakkı, toplanma özgürlüğü, adalet ve demokrasi, barınma, sağlık ve eğitim hakkı, insancıl koşullar, yaşanabilir bir ülke ve sınıfsız bir dünya!

1 Mayıs’ta yürüyoruz!

Önceki İçerikOrhan Yılmazkaya’nın mirası
Sonraki İçerikDİSK/Enerji-Sen: “Yüzünü Taksim’e dönenler ile de omuz omuza yürüyeceğiz”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz