Ülke genelinde yangınlar büyüyor, devlet seyrediyor

Her gün bir yer yanıyor…
Ormanlar, köyler, mahalleler, emekçi halkın yaşadığı alanlar alev alev yanıyor.
Ama bu yangınlar sadece kuru otlardan değil. Kar hırsıyla doğayı yok edenler, rant için her şeyi yok etmeye yemin etmiş aç gözlü doymaz bir avuç asalak bir ülkeyi, geleceğini yok ediyor. Kuşkusuz ki bu sermayenin doymak bilmeyen kâr hırsından, doğayı yağmalayan politikalarından, halkı gözden çıkaran devlet aklının ta kendisidir.

Küresel ısınmanın tetiklediği sıcaklık artışları, doğanın talanı, elektrik dağıtım şirketlerinin bakım ve onarım maliyetlerinden kaçınması, orman alanlarının sermayeye peşkeş çekilmesi ve en önemlisi devletin halkı ve doğayı değil sermayeyi önceleyen politikaları…
Hepsi bu yangınların sebebidir. Suçlusu katil devlettir.

Ülkenin dört bir yani alevler içinde ama devlet seyretmekte. Çünkü onlar sadece bu suçun faili değil, aynı zamanda seyircisidir, yaratıcılarıdır.


Yıllardır, kar için her şeyi hibe eden bu sistem, halkta topladığı vergileri yandaşa aktarırken yangınlara karşı yetersiz araç-gereç, kadro eksikliği, havadan müdahale için gerekli altyapının olmaması, işçilerin eğitimsiz ve donanımsız bir şekilde ateşe sürülmesi…

Devletin seyrettiği müdahale etmediği yangınlar karşısında halk, kendi suyuyla, kendi olanaklarıyla alevlerin önüne dikiliyor, yangınları söndürmeye çalışıyorlar.

İzmir, Bursa, Uşak, Karabük, Antalya, Elazığ, Maraş, Amed ve Ankara vb başta olmak üzere birçok kentte orman yangınları çıktı, ülke yaniyor.

Devletin seyretmesi, yeterli teknik destek vermemesi karşısında emekçiler çıplak elleriyle yangınları söndürme çabasında. Ancak bu yangının ortasında birçok emekçi canını yitirmektedir.  İtfaiye işçisi Ramazan Şaşkın, kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
ancak itfaiye erinin ayağı kırık olduğu halde yangına gönderildiği ortaya çıktı. Bu ölüm ne bir kader, nede doğal ölüm, bu sistemin emekçiye verdiği değer, bu bir devlet cinayetidir.

Diger yanda daha bir kac gün önce de Eskişehir’de yangına müdahale eden 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü yanarak can verdi.

Yandaşa, diyanete, saraya milyonlarca bütçe ayıranlar her yıl yaşanan yangınlar karşısında hiçbir teptir almadığı gibi, aldık dediği uçak ve helikopterlerin ya alınmadığı ya da yandaşa kiraya verildiği ortaya çıkmaktadır. Diğer yanda ise yangınlara karşı uygun koruyucu giysiler, eğitim vb hiçbir şey yok.

Dün Madenci cinayetlerine, depreme fıtrat diye yaklaşan bu katiler yine yangınları “doğanın fıtratı” diyerek, insan doğa, doğada yaşayan binlerce canlının katili olduğunu gizleme derdindeler.
Onların derdi, çabası yangınlar değil, halkla mücadele etmek, halkı sindirmek, susturmaktır.

Ülkenin her yanının yangınlar içinde olması tabi ki bir tesadüf değil bu sistemin yaratığı bir sonuçtur.

Devlet yok, uçak yok, helikopter yok…
Ama ihale var, teşvik var, rant var!

Zeytinliklerin madenlere açılması var!

Yandaşa kar için doğanın tahribatı var!

Yangınlar doğanın değil, bu düzenin yangınıdır!
Ve bu yangında yanıp kül olan sadece ağaçlar değil;
Emekçinin canı, doğanın geleceği, binlerce canlının yok olması, halkın yaşam hakkıdır.

Bu yangınların da, ölümlerin de sorumlusu bu sömürücü faşist sistemdir. Bundandır ki halk kendi imkânlarıyla alevleri söndürürken, iktidar yangının üstünü örtmeye çalışıyor.

Ama biz biliyoruz:
Yangınların ardındaki el devlettir!
Alevleri büyüten sermaye düzenidir!

Bu talana, yok etme politikaları karşısında örgütlenmeliyiz, bu ekolojik yıkıma karşı her yerde kendi doğamızı kendimiz savunmalıyız.

Devletin bu politikaları karşısında yangın bölgelerinde ki halkla dayanışmayı büyütmeliyiz

Bu katil, Rantçı devletin politikalarını teşhir etmek yetmez, ona karşı mücadeleyi, örgütlemeyi büyütmeliyiz.

Yaşananlar fıtrat” değil, sınıfsaldır. Devletin sömürgeci politikalarının sonucudur.

Unutmayacağız!
Yangınlar ne fıtrat nede kader değil, bu düzenin yaratığı sonuçtur!

Yangınların sorumlusu, doğanın ve doğada yaşayan binlerce canlının, yangınları söndürmek için yaşamını yitiren emekçilerin katili bu devlettir.

Önceki İçerikKriz Kıskacında Türkiye ve Kurumsallaşan Karşı-Devrim
Sonraki İçerikGazze’de Açlık Bir Silah, Bebek Ölümlüleri Bir Politikadır!