Ülkemizde işçi katliamı var. Her gün iş kazası adı altında işçiler katlediliyor. Daha fazla kâr hırsıyla çalışanlar ölüme yollanıyor. Yaşananlar kaza değil, kaza ön görülmez olandır ama yaşanan işçi cinayetleri bilerek görünür olandır. İnşaatta düşen isçiye düştükten sonra güvenlik yeleği giydirilme girişimleri daha akıllarda.
Dün akşam (14 Ekim) saat 18.45 sıralarında -350 kotta (deniz seviyesinden 350 metre aşağıda) Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında grizu patlaması meydana geldi.
Patlama sırasında maden ocağında 110 madencisi bulunmaktaydı. Yaşamını yitirenler 41 olarak açıklandı… Öğle saatlerinde yine İçişler Bakanı açıklama yaparak “içerideki 110 madenciden 58’inin kurtarıldığını, 41 işçinin hayatını kaybettiğini, yaralı 11 işçi çeşitli hastanelere kaldırıldığını duyurdu.
13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 işçinin yaşamını yitirdiği katliam sonrası bile ders çıkarılmayıp, özelleştirmeyle elden çıkarma uğruna alınmayan önlemler bu kez Amasra’da TTK kömür madenini mezara dönüştürdü.
O gün Soma katliamında; ‘bu işin fıtratında var’ diyen faşist şef Erdoğan yine şaşırtmadı. Bu kez de Maden katliamını, “Biz kader planına inanmış insanlarız. Bunlar her zaman olacaktır, bunu da bilmemiz lazım, bugün de olacak, dün de oldu, yarın da olacak…” diyerek geleceğin onlar açısından nasıl olacağını söylüyor. Para yardımı yapılacağını vurgulayarak, faşist ‘şef kişiyi nasıl bilirsiniz kendimden bilirim’ özdeyişinde olduğu gibi parayla insanların acısını dindirmeye satın almaya çalışıyor. Öyle ya onlar para için bu ülkeyi talan etmediler mi? Bu yaşanan katliam uç kuruş daha fazla kazanmaları için yaratıkları sonuç değil mi.
Erdoğan’ın açıklamaları tepki çekerken Somada yaşamını yitirenlerin aileleri açıklama yaparak tepki gösterdiler. Somalı aileler; “kader olarak değerlendirecek yürütülecek idari ve adli soruşturma ile Erdoğan’ın tepki gösterdi. Eğer Somanın hesabı sorulsaydı bu acılar olmayacaktı. Eğer Somada yaşamını yitiren 301 kişinin arkasında durulsaydı bu felaket yaşanmazdı. Şimdi 41 biri kişinin arkasında mı duracak” dediler.
Bu ülkede ‘fıtrat, kader, şehitlik’ vb methiyeler nedense hep yoksullara, emekçilere atıf ediliyor. Ülkeyi soyan, talan edenler, kârlarına kâr katmak için doğayı insanı her şeyi yok eden sömürücülere, saray çevresine hiç “fıtrat, kader şehitlik” düşmüyor. Onlar bu söylemleriyle katilliklerini gizleme, kâr hırslarının sebep olduğu sonuçları örtbas etmek için kendilerine maske ettikleri söylemler.
Sorumlulardan nasıl hesap sorulduğunu Soma da çok iyi gördük. İşçiler ve aileleri tekmeleyen zatın nasıl ödüllendirildiğini de. Somanın patronları değil ama Soma davasının Avukatları tutuklandı. Ama Soma katliamında sorumlu hiçbir tutuklu bulunmamaktadır. Bu katliam içinde “soruşturmalar” sadece bir söz olarak kalacak ama katliamın hesabı sorulması, suçluların cezalandırılmasını isteyenlere saldıracaklar. Daha yaşamını yitirenlerin cenazeleri yerdeyken aileler tehdit edilmekte, basın karşısında susturulmakta.
Faşist iktidar tarafından her katliam sonrası “soruşturmalar” başlatılacağı, önlem alınacağı söylenir. Ancak gerçekler sadece bir sonraki katliam kadardır. Önlem almak demek iş güvenliği ve önemli bir maliyet gerektirmektedir. Tedbir almaya hiçbir patron, devlet gerek duymaz. Tedbir yerine ölen işçilere küçük birer tazminat vermek ve daha düşük ücretlerle yeni işçiler almak onlar için daha kârlı olmaktadır.
Bu faşist sisteme her alanda öfkemizi haykırmalıyız, ama unutmayalım ki bu yetmeyecek. Bu faşist sistem sürdükçe bu katliamlar devam edecek. Örgütlenmek ve mücadele etmek dışında başka bir kurtuluş yok, bu düzen mücadele ile öfkemizi birleştirerek değişir, ki bu da devrim demektir. Kendi saltanatlarını ve daha çok kâr, kazanma hırsıyla bu düzen hiçbir zaman kan dökmekten, daha çok sömürüden asla vaz geçmez.
Öfkeliyiz, öfkemizle bu düzeni mutlaka ama mutlaka değiştireceğiz.