“Bir halkı teslim almak mümkün değildir.”
Tel Aviv kulislerinden sızan bilgiler, siyonist İsrail’in Gazze’yi işgal etme planlarının kendi geleceğini karartmaktan başka bir sonuç doğurmayacağını bir kez daha ortaya koyuyor. İsrail ordusu ve istihbaratının önde gelen isimleri, Gazze’ye yönelik yeni bir işgalin ne Gazze’yi teslim alabileceğini ne de rehineleri geri getirebileceğini kabul etmek zorunda kaldı. Onlara göre bu girişim yalnızca orduyu uzun ve yıpratıcı bir savaşa sürükleyecek, İsrail’i hem askeri hem de siyasi açıdan dibe çekecektir.
Gazze işgali yalnızca yüzlerce askerin ölümüne değil, aynı zamanda yılda milyarlarca bir bütçeye varan devasa bir ekonomik yüke de yol açacaktır. Bu süreç, giderek yalnızlaşan İsrail’i emperyalist desteklere rağmen dünya sahnesinde siyasetinde yalnızlaşmış, uluslararası toplum tarafından dışlanan, güvenilmez ve sorunlu olarak görülen bir devlet haline gelme sürecini hızlandırmaktadır.
Gazze’nin Gerçeği: İşgal Edilemeyen Direniş
Haaretz yazarı Amos Harel’in belirttiği gibi, Gazze’deki tünel ağı ve gerilla savaşı potansiyeli, Siyonist İsrail’in kesin bir zafer elde etmesini imkânsız kılıyor. Ne tanklar ne de uçaklar, halkın iradesi karşısında kalıcı bir sonuç yaratabiliyor. Siyonist İsrail ordusunun kendi subayları bile işgal girişimlerinin yalnızca rehineleri daha fazla riske atacağını, kent savaşının ise uzun yıllara yayılacak bir yıpratma süreci olacağını kabul ediyor.
Bir yanda ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi”nin gerekliliklerini yerine getirmeye çalışan Siyonist İsrail, diğer yanda Netanyahu’nun siyasi ömrünü uzatmak uğruna attığı adımlar, İsrail toplumunu yeni bir uçuruma sürüklüyor. Rehinelerin ailelerinin de ifade ettiği gibi: “İlk operasyon başarısız olduysa, yedincisi de başarısız olacaktır.” Çünkü sorun askeri değil, siyasal ve tarihsel bir meseledir, Bir halkı teslim almak mümkün değildir.
İnsani Felaket, Siyonizmin Trajedisi
İşgalin Filistin halkı için insani bir felaket yarattığı açık. Ancak bu aynı zamanda Siyonist İsrail için de tarihsel bir trajedi anlamına geliyor. Gazze’nin sokak sokak işgali; yüzlerce askerin ölümü, yıllara yayılan bir savaş ve uluslararası tecridin derinleşmesiyle sonuçlanacaktır. Bunların hepsi Siyonist İsrail’in çöküş sürecini hızlandırıyor.
Bugüne kadar yaşadıkları soykırımı ustaca kullanan ve bunu bir duygu sömürüsüne dönüştüren Siyonistler, bugün başta sağduyulu Yahudi halkının öfkesini çekiyor. Siyonist İsrail devleti, kuruluşundan bu yana dünya halklarının gözünde hiç olmadığı kadar nefret edilen bir devlet haline geldi. Gazze’deki vahşeti aşan saldırıları ve açlığı bir silaha dönüştürmesi, dünya halklarının öfkesini doruğa çıkardı. Daha düne kadar siyonist İsrail’e destek veren birçok devlet, halklarının tepkisi karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.
Bugün haydut ABD emperyalistleri bile açıkça Siyonist İsrail’i savunmakta zorlanıyor. Sömürgeciliğin başındaki Trump, Gazze’yi boşaltıp lüks oteller kurma açıklamasından geri adım atmak zorunda kaldı. Trump’ın bu sözleri, Siyonist İsrail’in yalnızca savaş meydanında değil, dünya kamuoyu karşısında da kaybettiğini teyit ediyor. Bu, Siyonizm’in gerçekliğini özetliyor: Genişlemeye çalıştıkça daha da sıkışan, işgal ettikçe kendi kuyusunu kazan bir yapı.
Dünya Halklarının Direnişi ve Dayanışma Filoları
Gazze yalnız değil. Uluslararası halkların direnişi ve dayanışması, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın sokaklara çıkarak Filistin halkının yanında olduklarını haykırmasıyla büyüyor. Londra’dan New York’a, Avrupa’dan Buenos Aires’e kadar kentler Filistin bayraklarıyla dolup taşıyor. Bu eylemler İsrail’in yalnızlaşmasını hızlandırıyor.
Öte yandan Akdeniz’e açılan dayanışma filoları, Siyonist ablukayı kırmak ve Gazze halkına nefes olmak için yola çıktı. Baştan beri ticareti kesmeyen yalan üzerine yalan söyleyen faşist şef Erdoğan ve onun emir kulu dışişleri bakanının iç kamuoyuna yönelik yaptıkları tüm açıklamalar bu filoların Türk kara sularını kullanmasına ve ya Türkiye’de hareket etmesine izin vermeyerek gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu. Bu gemiler yalnızca insani yardım taşımıyor; aynı zamanda dünya halklarının dayanışma iradesini de taşıyor. Her bir filo, Siyonist İsrail’in vahşetine karşı yükselen küresel direnişin sembolüne dönüşüyor.
Çöküşün Eşiğinde
Netanyahu ve Siyonist İsrail’in generalleri hâlâ Gazze’de zafer hayalleri kurarken aslında kendi yenilgilerinin zeminini hazırlıyorlar. Çünkü işgal ettikleri her toprak, karşılarında daha büyük bir direniş doğuruyor. Siyonist İsrail’in varlığı işgal üzerine kurulu olduğu için attığı her adım kendi çöküşünü hızlandırıyor.
Bugün Gazze, yalnızca Filistin halkının değil, aynı zamanda tüm dünya halklarının direniş sembolüdür. Siyonist işgal karşısında yükselen bu direniş, İsrail’in genişleme stratejilerini boşa çıkarıyor. Sonuç nettir: Filistin halkının özgürlük mücadelesi büyüdükçe, Siyonizm’in sonu yaklaşmaktadır.