Akbelen Direnişi Tüm Ülkede Yankılandı

Akbelen’deki baskın ve gözaltılar, ülkenin dört bir yanında tepkiyle karşılandı. Sistem, talan ve soygun düzenini sürdürmeye devam ediyor; insanı, doğayı, kısacası canlı-cansız her şeyi hedef alan bu düzen, doğamızı nefessiz bırakma peşinde. Her şeyi rant için gören bu sistem katil bir sistemdir.

İstanbul
“Toprağımızı Vermiyoruz İstanbul Kampanya Grubu”nun çağrısıyla Kadıköy-Eminönü İskelesi önünde bir araya gelen yaşam savunucuları, “Zeytinime dokunma, Akbelen için adalet” sloganıyla ses yükseltti. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Torba yasanın Meclis’ten geçmesinin ardından şirketin önündeki tüm hukuki engeller ortadan kalktı. Zeytinlerin taşınmasını mümkün kılan maddelerle birlikte Akbelen’de işgal başladı.”

İzmir
İzmir’de ise Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan yurttaşlar, “Akbelen yalnız değildir” diyerek İkizköylülerle dayanışma mesajı verdi. Açıklamada, “Zeytinliklerini ve yaşam alanlarını korumak isteyen İkizköy halkına yönelik baskılar artmaktadır. Bizler İzmir’den sesleniyoruz: Dayanışma için buradayız, İkizköy’ün yanındayız. Şirketlerin değil, köylünün yanındayız. Zeytin ağaçları, doğamız ve yaşam hakkımız için mücadeleyi sürdüreceğiz” denildi.

Eskişehir
Eskişehir’de de Köprübaşı’nda bir araya gelen yaşam savunucuları oturma eylemi gerçekleştirdi. Burada yapılan açıklamada şu çağrı yapıldı:
“Artık yeter! Yasa iptal edilsin. Zeytinlikler, ormanlar, su havzaları, tarım ve yaşam alanları sermayeye feda edilemez. Doğanın ve yaşam alanlarımızın sesi olmak için tüm halkımızı mücadeleye, iktidarın talan ve yağma projelerine karşı her alanda ses yükseltmeye çağırıyoruz.”

“Bu Yasa Şirketlere Kıyak Yasasıdır”
SOL Parti üyesi Özlem Bahçeci’nin okuduğu ortak açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
“Bu yasa maden ve enerji şirketlerine kıyak yasasıdır. Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve ekosistemin yaşamsal hakları hiçe sayılmıştır. Maden ve enerji şirketleri için dikensiz gül bahçesi yaratılmak istenmektedir.

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleri işlevsiz hale getirildi, kamuoyu ve yargı denetimine engel olmak için ÇED muafiyeti genişletildi. Ayrıca Cumhurbaşkanına olağanüstü yetkiler tanındı. ‘Stratejik veya kritik’ olarak tanımlanan madenlere ilişkin izinlerin verilmediği durumlarda, nihai kararı Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilen ve Cumhurbaşkanı Yardımcısının başkanlık ettiği kurul verecek. Bu kurul, izin verilmemiş projelere dahi onay verebilecek.

Buradan iktidara sesleniyoruz: Artık yeter! Doğamızdan ve yaşam alanlarımızdan elini çek. Yarattığın yıkıma ve talana son ver.”

Önceki İçerikDenizli’de maden ocağında göçük: Toprak altındaki 2 işçi kurtarıldı
Sonraki İçerikGazze’de Açlıktan Ölenlerin Sayısı 425’e Yükseldi: Katliam Büyüyor