Devrimci Tutsaklar Teslim Alınamaz,

Kuyu Tipi Zindanlar Kapatılsın!

Kuyu tiplerine karşı direnişin sesi olalım, tutsakların gücüne güç katalım!

Türkiye zindanları, faşizmin devrimci iradeyi kırma ve teslim alma tarihinin en somut alanları olmuştur hep. 12 Eylül işkencehanelerinden 19 Aralık katliamına, F tiplerinden bugün kuyu tipi hücrelere kadar devletin amacı değişmemiştir; tutsak devrimcileri yalnızlaştırmak, kolektif yaşamı dağıtmak ve iradeyi teslim almak. Ancak bu saldırılar her defasında direnişle karşılanmıştır. Diyarbakır zindanında bedenini ateşe verenler, Metris’te ölüme yatanlar, Ulucanlar’da katledilenler, 19 Aralık’ta diri diri yakılanlar… devrimcilerin teslim alınamayacağını kanıtlamıştır.

Bugün “kuyu tipi” adıyla uygulamaya konan hapishane modeli, F tiplerinde yenemediği iradeyi hedef alan bir sistemdir. Daha ağır tecrit, dar hücreler ve güneşten koparılmış yaşamlar, devrimci iradeyi kırmayı amaçlamaktadır. Ancak zindanlardaki bu saldırılar sadece içeridekilerin sorunu değildir. İçeride ve dışarıda direnişi büyütmek, zindanlardaki tutsakların sesine ses olmak gerekir.

Kuyu Tipleri, Ölüm Evleridir:

●Tek kişilik hücrelerde ağır izolasyon uygulanmakta, tutsaklar günün neredeyse tamamını hücrede geçirmekte ve gün ışığından yoksun bırakılmaktadır.

●İletişim tamamen kontrol altındadır.

●Pencereler demir ve çelik ağlarla kapatılmış, kameralarla sürekli gözetim sağlanmaktadır. Disiplin cezaları, çıplak arama ve ayakta sayım gibi baskılar sistemin ayrılmaz parçalarıdır.

●Ziyaretler izolasyon esaslı düzenlenmiş, açık görüşler yerine her tutsak için tek tek planlanan görüşler uygulanmaktadır. Bu yöntemle tutsakların birbirleriyle ve dış dünyayla teması sınırlandırılmaktadır.

●Yüksek güvenlikli hapishanelerde hücre kapıları otomatik düğmelerle kontrol edilir, gardiyanla iletişim sınırlıdır; amaç, tutsakta “bir kuyunun içinde tek başınasın” hissini yaratmaktır.

Türk Tabipleri Birliği, İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın verilerine göre bu sistem insanı yalnızlaştırmayı ve teslim almayı hedeflemektedir. Ağırlaştırılmış müebbet hükümlülüğü ise “tek seferde değil, her gün öldürelim” mantığının bir yansımasıdır.

Tarih, iradenin hiçbir zaman tamamen yenilemeyeceğini kanıtlamıştır. Dünya çapında hâkim sınıflar, siyasal tutsakları hep teslim almaya çalışmıştır. Ancak hiçbir zindanda direnen tutsakların iradesi teslim alınamamış, tam tersine her zaman kazanan olmuştur. Bugün de kuyu tipi hapishanelerde direniş sürmektedir.

Dışarıda da tutsakların sesi olmak, direnişlerine güç katmak için dayanışma eylemlerini yükseltmeliyiz. Faşizmin zindan politikası, tecrit ve izolasyonla devrimci tutsakları teslim alma ve kişiliksizleştirme politikasının yeni, daha ağır bir girişimidir. Dün olduğu gibi bugün de devrimci irade teslim alınamayacaktır.

Bunun için; tecridi parçalayarak zindanları direniş mevzisine çeviren tutsakların sesi olalım!

Devrimci tutsakların sesini dışarıda büyütelim, seslerine ses olalım!

Kuyu Tipleri Kapatılsın!

Devrimci Tutsaklara Özgürlük!

Bülten Özel Sy. 01 Ekim  2025 www.kolektifmucadele1.org

Önceki İçerikSistemin Dayattığı Yaşama Teslim Olmayacağız!                                    
Sonraki İçerikDevlet Akbelen’de Talan Devam Ediyor: Zeytinlikler Jandarma Eşliğinde Sökülüyor