Suriye’de Alevi halkına yönelik saldırılar son haftalarda yeniden tırmanırken, Ankara’da Meclis Çankaya Kapısı önünde açıklama yapmak isteyen grup polis tarafından engellendi. Bunun üzerine basın açıklaması Madenci Anıtı önünde gerçekleştirildi. Eylem boyunca “Suriye’de Alevi katliamını durdurun”, “Alevi halkı yalnız değildir”, “Katliama hayır” sloganları atıldı.
Suriye’de Aleviler, iç savaşın patlak verdiği 2011’den bu yana çok yönlü saldırıların hedefi oldu. Özellikle cihatçı grupların hâkimiyet kurduğu bölgelerde Alevi köyleri sistematik biçimde kuşatıldı, sivillere yönelik kitlesel infazlar, zorla göç ettirme uygulamaları ve mezhepsel nefret söylemi yaygınlaştırıldı. Bölgesel güçlerin müdahaleleri ve vekâlet savaşının derinleşmesi ise Alevi topluluklarını daha da savunmasız bırakmış durumda. Son dönemde ortaya çıkan yeni raporlar, saldırıların yeniden “mezhepsel temizlik” niteliği taşıyan bir düzeye ulaştığını gösteriyor.
Gazeteci ve Ortadoğu uzmanı Musa Özuğurlu, saldırıların yoğunlaştığını belirterek Türkiye ve uluslararası topluma acil müdahale çağrısı yaptı. Özuğurlu, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığına işaret ederek, siyasi irade gösterilmesi hâlinde bu katliamın “bir telefonla durdurulabileceğini” vurguladı.
SİSTEMATİK SOYKIRIM UYARISI
Arap Halkı Alevileri Dayanışma Derneği Başkanı Hamit Karaoğullarından, Suriye’de Alevilere yönelik saldırıların artık sistematik bir soykırım boyutuna ulaştığını ifade etti. Güvenilir saha raporlarına göre kadınlara yönelik cinsel şiddet, çocuklara dönük ağır hak ihlalleri ve zorla göç ettirme uygulamalarının son dönemde en üst seviyeye çıktığını belirten Karaoğullarından, saldırıların büyük bölümünün Suriye rejimi ve ona bağlı güçler tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Karaoğullarından, “Bu insanlık dışı uygulamalar derhal durdurulmalı, failler hesap vermeli ve mağdurlar korunmalıdır” dedi.
TALEPLER
Açıklamada öne çıkan başlıca talepler şöyle sıralandı:
– Alevilere yönelik tüm saldırıların derhal durdurulması,
– Uluslararası toplumun acil müdahale mekanizmalarını harekete geçirmesi,
– Yayladağı Sınır Kapısı’ndan başlayarak insani yardım koridoru açılması,
– TBMM’nin sürece aktif biçimde dahil olması,
– Bölgeye yönelik insani yardımın artırılması ve uluslararası kurumların erişiminin sağlanması,
– Suriye’nin geleceğine ilişkin siyasi süreçte tüm halkların ve inanç topluluklarının temsil edilmesi.
Açıklamanın ardından grup, siyasi partilerle görüşmek üzere Meclis’e geçti.






