Emmy Töreninde Hollywood’un Işıltısı, Gazze dayanışmasına dönüştü
ABD’nin California eyaletinde, Los Angeles’taki Peacock Tiyatrosu’nda 77. Primetime Emmy Ödülleri töreni yapıldı. “Televizyonun Oscarları” olarak anılan ödüller bir kez daha şatafat ve kırmızı halı gösterisiyle sahiplerine dağıtıldı. Ancak bu yıl, sahnede sadece eğlence endüstrisinin parlak yüzü değil, dünya halklarının adalet çığlığı da yankılandı.
Hollywood’un Rekabeti: Rekorlar ve Ödüller
Netflix yapımı Adolescence ile Apple TV yapımı The Studio dizileri geceye damgasını vurdu. The Studio, 13 ödülle tek sezonda en çok ödül alan komedi dizisi rekorunu kırarken; The Pitt “En İyi Drama Dizisi” ödülünü aldı.
Seth Rogen, Jean Smart, Noah Wyle, Katherine LaNasa ve Britt Lower gibi oyuncular bireysel dallarda ödüllerle onurlandırıldı. Adolescence ise mini dizi kategorisinde Stephen Graham, Erin Doherty, Owen Cooper ve senarist Jack Thorne’un aldığı ödüllerle öne çıktı.
Gazze’ye Sessiz Kalmayan Sesler
Ancak törenin asıl hafızalarda kalan anı, kırmızı halıya taşınan Filistin dayanışması oldu. Gazze’de İsrail’in süren katliamlarına karşı sesler yükseldi. Dünyanın gözü, milyonlarca insanı açlığa ve ölüme mahkûm eden İsrail ablukasındayken, Hollywood’un bazı vicdan sahibi sanatçıları bu gerçeği görmezden gelmedi.
Oscar ödüllü İspanyol oyuncu Javier Bardem, Filistin’in direniş sembolü olan siyah-beyaz-kırmızı-yeşil renklerdeki kefiyesiyle törene katıldı. Bardem, “İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımı destekleyen ya da meşrulaştıran herhangi bir filmde veya televizyon şirketinde çalışmayacağım. Bu kadar basit. Bu sektörde ya da başka bir sektörde bunun yeri yok.” diyerek emperyalizmin suç ortaklığına karşı açık tavır aldı.
Ayrıca İsrail’e ticari ve diplomatik yaptırımlar çağrısı yapan Bardem, “Özgür Filistin” sözleriyle milyonların duygusuna tercüman oldu.
Parıltılı Sektörde Çatlayan Yüzey
Los Angeles’ta ışıklar, pahalı elbiseler ve kupalar altında dağıtılan Emmy’ler, bir yandan kapitalist eğlence endüstrisinin ihtişamını sergilerken, diğer yandan dünyaya kan ve gözyaşı döken sistemin çelişkilerini bir kez daha görünür kıldı. Bu gece, sanatın ve sanatçıların suskun kalmadığında gerçek bir dayanışma alanına dönüşebileceğini de hatırlattı.






